| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 25 .11.2025 |
CÜNEYT YÜKSEL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, kıymetli Komisyon üyeleri ve değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz Adalet Bakanlığı bütçesi bir mali kalem olmanın çok ötesinde Türkiye'nin hukuk devleti idealini, adalet düzeninin yönünü ve milletimizin adalete duyduğu güven ile toplumsal huzuru doğrudan şekillendiren stratejik bir çerçeve taşımaktadır. Bu bütçe yargı teşkilatının personel, teknoloji, bina ve operasyon ihtiyaçlarını karşılayacak, yeni mahkemelerin açılmasına ve uzmanlaşmanın artmasına imkân sağlayacak, ceza infaz kurumlarında rehabilitasyon odaklı dönüşümü hızlandıracaktır. Ayrıca, yapay zekâ ve dijital adalet projeleri bu bütçeyle daha somut adımlara dönüşecektir.
Son yıllarda şeffaflık, hesap verebilirlik, insan hakları ve yargı bağımsızlığı temelinde kapsamlı reform süreçleri yürütmekteyiz. Bu reformlar, sadece mevzuat değişikliklerinden ibaret değil, uygulama, kurumsal kapasite ve insan kaynağının güçlendirilmesini hedefleyen bütüncül bir dönüşüm programının ürünüdür. 2026 bütçesi süregelen hukukta reform anlayışının bir ürünüdür. Bu reform süreci yalnızca geçmişin sorunlarını gideren bir düzenleme değil, aynı zamanda, Türkiye'nin demokratik standartlarını yükselten köklü bir dönüşümün yansımasıdır.
Sayın milletvekilleri, adalet, yalnızca mahkeme salonlarında tecelli eden bir kavram değildir; adalet, milletin huzurunu, toplumun vicdanını ayakta tutan temel değerdir. Adalet, devletin varlık sebebidir. Adalet, bizim medeniyetimiz için de her zaman önemli ve değerli olmuştur. Ecdadımız, yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyaları asırlar boyunca adaleti sayesinde huzurla, güvenle yönetmeyi başarabilmiştir. Nitekim, Kanuni Sultan Süleyman Han'ın "Kılıcın yapamadığını adalet yapar." ifadesi de gelecek nesillere bırakılacak en büyük mirasın adalet olduğunu ortaya koymaktadır.
Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımlarına imza atan Adalet ve Kalkınma Partisi, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yolculuğuna başlarken siyasetin merkezine kalkınmayla birlikte adaleti yerleştirmiştir. Türkiye son yirmi üç yılda hukuk alanında tarihî bir dönüşüm yaşamış, birçok yapısal reform hayata geçirilmiştir. Darbe dönemlerinden kalan düzenlemeler temizlenmiş, askerî yargı kaldırılmış ve yargı birliği tesis edilmiştir. Bireysel başvuru, ombudsmanlık ve kişisel verilerin korunması gibi çağdaş mekanizmalar hukuk güvencesini güçlendirmiştir. Temel kanunların yenilenmesi, istinaf mahkemelerinin kurulması, yargıda dijitalleşme, uzlaştırma ve ara buluculuk sistemlerinin geliştirilmesi, Adli Tıptan bilirkişiliğe pek çok alanda adalet hizmetlerinin kalitesini yükseltmiştir. Bu reformlar, adalet hizmetlerinin sadece genişlemediğini, aynı zamanda yükselen bir kalite standardı üzerine inşa edildiğini göstermektedir. Sözün özü, burada saymaya kalksak saatler alacak iyileştirme, düzenleme ve yenilikler adalet sistemimize kazandırılmıştır.
Değerli milletvekilleri, 2009, 2015, 2019'da hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgeleri Türkiye'nin hukuk devleti perspektifini sistematik bir plana bağlayan temel referanslardır. Bu reform belgelerinin devamı niteliğinde katılımcı bir anlayış sonucu ve yoğun bir çalışmayla Adalet Bakanlığımızca hazırlanan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi, 23 Ocak 2025'te Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilmiştir. Belge, hukukun üstünlüğünü esas alan, makul sürede işleyen, öngörülebilir ve güven veren bir adalet sistemi vizyonunu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, yargılamaların hızlanması, usul ekonomisinin sağlanması, toplumsal güvenin artırılması, onarıcı adalet mekanizmalarının yaygınlaştırılması, ceza adalet sisteminin etkinliğinin artırılması hedeflenmektedir. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik olarak adliyelerden ceza infaz kurumlarına, akademiden teknolojik altyapıya kadar yoğun bir çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmaların sürdürülebilirliği ise bugün görüştüğümüz bütçenin kabulüyle yakından ilişkilidir.
Değerli milletvekilleri Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi esas alınarak hazırlanan ve yakın dönemde kabul edilen onuncu yargı paketi yani 7550 sayılı Kanun'la önemli düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Hazırlıkları tamamlanma aşamasında olan on birinci yargı paketi ise suç örgütleriyle mücadele, kamu güvenliği ve trafik düzeninin sağlanması bakımından yeni tedbirler içermektedir. Bu paketle, suç örgütlerine, özellikle çocukları suça sürükleyenlerle, suçta çocukları araç olarak kullananlarla ilgili yaptırımlar artırılacak, düğün ve benzeri etkinliklerde ateş açılmasına yönelik cezalar yükseltilecek, trafikte yol kesme eylemi müstakil suç olarak düzenlenerek ağır yaptırımlar uygulanacaktır, dolandırıcılık ve bilişim suçlarıyla ilgili düzenlemeler yapılacaktır. Başta Komisyon ve Genel Kurul süreçleri olmak üzere yasama çalışmaları sırasında bizlere her türlü teknik desteği veren Sayın Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç Bey'e ve değerli bürokratlarına teşekkürlerimi iletmek isterim.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda adaletin yüz yılı olacağına inanıyoruz. Bu dönemin Türkiye Yüzyılı'na yakışır sivil ve çağdaş bir anayasayla taçlanması büyük önem taşımaktadır. Mevcut Anayasa günümüzün toplumsal ve hukuki ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmakta, hakları, özgürlükleri ve bu toprakların kardeşlik hukukunu güçlendirecek yeni bir anayasanın ise en geniş toplumsal mutabakatla, ortak akılla hazırlanması gerekmektedir. Cumhur İttifakı olarak insan onurunu merkeze alan, özgürlükleri genişleten ve kurumsal istikrarı pekiştiren bir anayasa hedefinde samimiyiz, kararlıyız. Unutulmamalıdır ki millete karşı sorumluluklarını yerine getirmekten kaçanları milletimiz asla affetmeyecektir.
Kıymetli arkadaşlar, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hukuk devletinin temelidir ve toplumun adalete güvenini inşa eder. Ne yazık ki bugün bazı çevreler, yürüyen soruşturmalar ve davalar üzerinden yargı mensuplarımızı haksız ithamlarla hedef almaktadır. Mesleğine bağlı, zor şartlarda görev yapan yargı mensuplarını yıpratmaya yönelik söylemler kabul edilemez. Yargıya güveni artırmanın yolu yapıcı önerilerden ve adalet hizmetlerinin niteliğini yükseltmekten geçer. Adaletin kalitesini korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Yargı milletindir, Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk neyi gerektiriyorsa onun yapılması en doğal olanıdır. Unutmayalım ki toplumda adalete, yargıya ve mahkemelere duyulan güveni sarsmak ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Zira, yargıya duyulan güven sarsıldığında toplumun huzur iklimi de bundan olumsuz etkilenir. Hukuk devleti, hepimizin ortak hedefi ve kırmızı çizgisi olmalıdır. Adalet hizmetlerinde kaliteyi yükselterek ve yargıya olan güveni artırarak toplumdan gelen serzenişlerin önüne geçmek hepimizin görevidir.
Değerli arkadaşlar, maalesef, bugün, yakın coğrafyamız başta olmak üzere, dünyanın pek çok yerinden zulüm altında inleyen insanların feryatları âdeta arşı inletmektedir. Filistin ve Gazze'de yaşanan insanlık dramı herkesin gözü önünde gerçekleşmektedir. İki yılı aşkın bir süre boyunca vuku bulan ağır bombardımanlar, zoraki kitlesel yerinden etmeler, sivil altyapının bilinçli şekilde ortadan kaldırılması ve insanın en temel hakkı olan gıdaya ve temiz suya erişimin kasıtlı olarak engellenmesi, uluslararası hukukun tanımladığı en ağır cürümler arasında yerini almıştır. Bu fiiller açık bir şekilde soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar kategorisine giren vahim ihlaller olarak insanlığın vicdanına kazınmıştır. Yedi yüz otuz sekiz gün boyunca devam eden bu zulmün ardından 10 Ekim 2025'te tesis edilen ateşkes her ne kadar geçici bir sükûnet sağlamış olsa da hesap verebilirlik ve cezasızlıkla mücadele açısından tarihî bir eşiği temsil etmektedir. Türkiye, çatışmanın ilk gününden itibaren insani yardım, diplomasi ve hukuk mekanizmalarında öncü rol üstlenmiş, hakkın ve mazlumun yanında durma kararlılığını göstermiştir. Ülkemiz, adaleti yalnızca talep eden değil, onu hukuk zemininde icra eden, takip eden ve tahkim eden bir devlet olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bugün artık ayrışma değil, birleşme zamanıdır. Terörsüz Türkiye, huzur ve barış içinde yaşayan mutlu Türkiye'dir. Terörsüz Türkiye, ayağındaki prangaları kıran muktedir Türkiye'dir. Terörsüz Türkiye, muazzam bir kardeşlik ve kucaklaşma sahnesi olacak muvaffak ve muzaffer Türkiye'nin nişanesidir. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun yürüttüğü çalışmalar yeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır. Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge süreciyle acı ve gözyaşlarıyla dolu dönem kapanacak, toplumsal bütünlük pekişecek, refah ve kalkınma hedeflerine daha hızlı ulaşılacaktır. Nazlı hilalin gölgesinde Ezan-ı Muhammedî'nin huzurunu veren bu iklimde 86 milyon hep birlikte güven içinde kardeşçe yaşayacağız.
Bütçe görüşmelerinin milletimize ve Adalet Teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.