| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .11.2025 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, kıymetli misafirler; salonda bulunan herkesi ben de saygı ve hürmetle selamlıyorum.
Gerçekten, yönetmesi çok zor bir Bakanlığın, çıktılarının görünmesinin çok zor olduğu, zaman aldığı, her şeyden etkilendiği bir Bakanlığın bütçesini konuşuyoruz ama bütün bu zorlukların yanında, verimliliği, kaliteyi, kayıtlılığı, yatırımı ve sürdürülebilirliği esas alarak suyu koruyan ki dünyadaki kuraklık suya olan ihtiyacı ve önemini her geçen gün artırıyor. Toprağı, ağacı ve ormanı yaşatan, çeşitliliği sürdüren, bitkisel ve hayvansal üretimle milletimizin gıdaya olan ihtiyacını ve hatta daha fazlasını ve daha sağlıklısını milletimize sunmaya gayret ediyoruz.
İklim değişikliği, küresel ısınma, afetler, taşkınlar, kuraklık, don ve benzeri birçok durum tarımı, hayvancılığı ve hayatı sınamaya tabi tutuyor. Özellikle son dönemlerde bunları çok daha derin hissediyoruz ve bunu aşmak için de Bakanlığımız son dönemde suyu merkeze alan bir destek politikası ortaya koydu. İl il gezdiler, ilçe ilçe gezdiler, bütün birlikleri dolanıp çiftçimize, tarımla uğraşan herkese bunları anlatmaya çalıştılar ve suyu merkeze alan bir politikaya geçtiler, bu çok kıymetli. Üreticilerimize temel planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriliyor. Temel destekte yaptığı üretimde mazotunun yarısını ve gübrenin dörtte 1'ini desteklerken planlamaya göre üretim yaparsa çiftçimiz mazotunun tamamını ve gübre maliyetinin yarısını, hele bir de su kısıtı olan yerde planlı üretime geçerse burada mazotunun da gübresinin de tamamını çiftçimize destek veren bir uygulamaya geçiyoruz ve bunu uyguluyoruz. Ama arkadaşlarımız sürekli çiftçinin desteklenmediğinden bahsediyor, çiftçiye hiçbir destek olmadığından bahsediliyor. Ben sadece bir rakam vereyim, ne olur aklınızda kalsın, Bakan Bey'in kitapçığında da var. Bir sürü tesis yapılmış, Devlet Su İşleri eliyle AK PARTİ İktidara geldiği günden bugüne, yirmi üç yılda arkadaşlar, 3 trilyon 500 milyar lirayla 11 bin tesisin açılışı yapılmış, 11 bin; 805'i baraj, göletler ve bentler 500'ün üzerinde, 352 içme suyu tesisi, atık su arıtma tesisleri, 1.900 sulama tesisi, 365 arazi toplulaştırması, HES'ler ve birçok proje vesaire vesaire... 11 bin tesisin açılışı yapılmış ve 3 trilyon 500 milyar lira. Arkadaşlar, yirmi üç yılda yapılan tesisin üçte 2'si kadar bir bedeli yani 2 trilyon 200 milyarı biz yirmi üç yılda üreten çiftçimize destek olarak, teşvik olarak vermişiz. Ziraat Bankasının, Tarım Kredinin yaptığı diğer destekleri, kredi faizlerini karşılama oranları, vesaire, onları da dışarıda tutarak bırakıyoruz. Tabii, çok isyan duyuyoruz muhalefetten tarım olunca "Tarım bitti, tohum bitti, her şey bitti, yerli tohumu bitirdiniz." dediler, "Hele dışarıdan gelen hibrit tohumlar olmasa tarladan ürün değil, hava alırız." dediler. Öyle mi, bakalım arkadaşlar? Sertifikalı tohum üretimi yaklaşık 10 kat artırarak, sertifikalı fide, fidan üretimini yaklaşık 45 kat artırarak bugün sadece kendi ihtiyacını karşılamanın ötesine geçmiş, 100'ün üzerinde ülkeye ihracat yapan ve ülkesini dünyanın en önemli tohum ticareti yapan ülkelerinden biri hâline getirmiş bir yönetime bunları söylüyorsunuz.
Sabah CHP temsilcisi konuşurken "Ne olmuş, ne oldu, ne oldu?" diyordu. Yirmi üç yılda ne olmuş arkadaşlar? Üreticilerimize, çiftçilerimize verdiğimiz destekler ve devlet eliyle yaptığımız yatırımlarla ülkemizin tarımsal hasılasını 3 kat artırmışız. 2002'de 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasılamız bugün 75 milyar dolara ve 2002'de tarımsal hasılada Avrupa'nın 4'üncü, dünyada 12'nci sıradaymışız, bugün ne olmuş arkadaşlar?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - İthalatı söyle Orhan, ithalatı söyle?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Avrupa'da 1'inci dünyada 7'nci sıraya yükselmişiz. 2024'te yaklaşık 33 milyar dolar tarım ve gıda ürün ihracatı yapmışız, rakamları iyi bilenleriniz var, 2002'de Türkiye'nin toplam ihracatı 36 milyar dolardı, biliyor musunuz bunu? 2002'de ülkemizin toplam bütün her şeyden yaptığı ihracatın toplamı 36 milyardı, bugün 2024 yılında sadece tarımsal ürünlerden yaptığınız ihracatın tutarı yaklaşık 33 milyar dolara gelmiş yani iktidara geldiği gün ülkesinin toplam ihracatı kadar bugün sadece tarımsal ürün ihraç eden bir ülke olmuşuz. "Türkiye'de tarım bitmiş." öyle mi? "Tarımı bitirmişiz, yok etmişiz." öyle mi? Yazıklar olsun! Arkadaşlar, bu işyer öyle konuşarak olmuyor, bu işler gayret ederek oluyor ve ne olmuş? Gıda ve tarım ürünlerinde dünya ihracatındaki payımızı da 2 katına çıkarmışız arkadaşlar, "Tarım bitti." öyle mi? Ne olmuş? Devam edelim, soruyorlardı; meyve, sebze üretiminde Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü olmuşuz, büyükbaş hayvanda 1'inci, küçükbaşta 1'inci, bal üretiminde 1'inci Avrupa'da, dünyada 2'nci, kanatlı hayvanda 1'inci Avrupa'da, su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa'da 2'nci, yaklaşık 123 bin materyal ile dünyanın en güçlü gen bankası arasına girmişiz, az kaldı, 2026'da dünyanın en büyük jeotermal sera organizesini Balıkesir'de ve yine az kaldı, Yalova'da Su Ürünleri Kontrol ve Denetim Merkezi'ni kuruyoruz, o da Akdeniz ülkeleri içerisinde en büyüğü arkadaşlar. Orman varlığını en çok artıran ülkeler arasında dünyada 4'üncü, en çok ağaçlandırma yapan da dünyada 3'ncü ülke olmuşuz. Şimdi, biz bu rakamları verirken dediler ki: "1980'de şöyleydi." 1980'deki bazı rakamlarla bugünü kıyasladı. Arkadaşlar, 1980'lerde Türkiye neredeyse bir tarım toplumuydu. 1980'den sonra olan terör hadiseleri, darbeler, başka başka hadiseler köyden kente göçü zorladı ve köylerde nüfusumuz azaldı. Arkadaşlar, 1980'de Manisa ve Zonguldak'ı da, 850 bin nüfusu olan şehirleri de kattığınız zaman 1 milyona yakın veya milyonun üzerinde nüfusu olan şehir sayımız 8'di. Bugün 30'un üzerinde büyükşehri olan bir ülkeyiz. Arkadaşlar, öyle oturduğumuz konuşmakla bu işler olmuyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Üfürme Orhan Yegin! Üfürme!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, üfürmeleri gördünüz burada; Sayın Bakan, burada, kitapçıkta bahsediyor, anlatıyor, "Hikâye." diyorsunuz, "Öykü anlattı." diyorsunuz. Bunlar öykü değil, bunlar yirmi üç yılda AK PARTİ eliyle, son dönemde de Cumhur İttifakı eliyle Türkiye'de birçok alanda olduğu gibi tarımda da sizin bütün asılsız iddialarınıza rağmen, bütün karalama çalışmalarınıza rağmen, bütün herkesin ülkesiyle ilgili kaygı duymasını sağlayacak söylemlerinize rağmen, milletin de, istatistiklerin de, ülkemizde bu işi takip eden, biraz bu işlere kafa yoran herkesin de tarımda göğsünü kabartacak rakamlara, sonuçlara da ulaştık ama bunlara ulaştık diye işi bırakmıyoruz. Daha da ileriye gitmek için organize tarım bölgeleri planlıyoruz, hem bitkisel hem besi organize tarım bölgeleri hem de Adana'da kuracağımız gibi su ürünleri tarım organize bölgeleriyle daha da işi büyütmeye çalışıyoruz. Ürün ihtisas havzaları oluşturuyoruz arkadaşlar, besi, süt ve kanatlı yetiştiriciliği bölgeleri oluşturuyoruz, toprak ve su kaynaklarını baz alarak ekonomik değeri yüksek ürünlerin ürün ihtisas havzalarını oluşturuyoruz ve çayır, mera ıslahı yapıyoruz. Yem bitkisi ekimlerinin desteklerini artırıyoruz. Buzağı, kuzu destekleri aile işletmelerinde, kadın ve genç yetiştirici destekleri, süt regülasyonları, çoban desteği veriyoruz, etçi, damızlık, büyükbaş hayvanı uygun fiyatlarda alabilmesi için TİGEM'den bu anlamda projeler yapıyoruz ve bunları çiftçilerimize veriyoruz ve sürü takip sistemlerini yaygınlaştırarak hayvan sağlığında da üretimin takibinde oluyoruz ve kırsal kalkınma destekleriyle de bir yandan bütün bunları desteklemeye çalışıyoruz.
Bütün bu anlattıklarımıza Grup Başkan Vekiliniz, parti sözcünüz konuşurken Bakan Bey'e döndü "İyi öykü anlatmışsınız, öykü." dedi. Siz aslında öyküyü çok iyi biliyorsunuz hatta o kadar iyi biliyorsunuz ki cumhurbaşkanı adayınız bile İstiklal Marşı'nı okurken "olmaz dökülen kanlarımız" bölümüne geldiğinde "Olmaz öyküyle..."(*) diye İstiklal Marşı okuyordu.
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Ne alaka!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Senin Başbakan çok iyi okuyor ya(!)
ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla işiniz gücünüz öykü. Öykü okumayı, öykü anlatmayı, rakamları çarpıtmayı, rakamları çarpıtmayı ve millete umutsuzluk vermeyi siz iyi bilirsiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Binali Yıldırım nasıl okuyor, Binali Yıldırım, Binali Yıldırım nasıl okuyor?
AYHAN BARUT (Adana) - Tahtaya yazı yazamıyor Binali Yıldırım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Yirmi üç yıldır bu ülkede tarımı bitirdiniz." dediniz, "Yirmi üç yıldır bu ülkede mahvolduk, bittik." dediniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Çiftçiye sor, çiftçiye!
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Yirmi üç yıldır samanı bile yurt dışından ihraç eden bir ülke hâline geldik." dediniz.
CAVİT ARI (Antalya) - Köylere gidemiyorsunuz köylere! Köylere gidemiyorsunuz, bize anlatmayın bunları.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ama biz yirmi üç yıldır, Allah'a sonsuz şükürler olsun, tarımda ihracat fazlası, net fazla veren bir ülkeyiz.
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Biz köyden yeni geldik(!)
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ve ihracatın ithalatı karşılama oranıyla bugün yüzde 150'ye ulaşmışız.
CEVDET AKAY (Karabük) - "Yüzde 114." dedi Bakan.
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Bakanınız "Yüzde 114." dedi, yanlış söylediniz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ve bu oranla da biz bugün Çin'i de Amerika'yı da Rusya'yı da İspanya'yı da İngiltere'yi de geride bırakmış olan bir ülkeyiz; Allah'a sonsuz şükürler olsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Seni var ya çiftçiler köyde seni sabanla kovalarlar.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Kim kovalıyor?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tırmıkla.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba, biz...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tırmıkla kovalarlar.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben size bir şey söyleyeyim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Seni tırmıkla kovalarlar Orhan Yegin.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bizim, bu memlekette taş üstüne taş koyan kim varsa başımızın üstünde yeri vardır.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tarlayı görmemiş ömründe!
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Yahu şu işi güzel yapmışsınız ama şu eksik kalmış kardeşim."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Keçiören'de oturuyorsun, tarımdan bahsediyorsun!
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Ben köyden yeni geldim(!)
ORHAN YEGİN (Ankara) - AK PARTİ'nin, Cumhur İttifakı'nın üslubu budur.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ömer Fethi Gürer gibi patates tarlasından mı geliyorsun sen?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz seçim bölgelerinize gittiğiniz yok, seçim bölgelerinize gitseniz tarımın, hayvancılığın nereye geldiğini çok daha iyi görürsünüz ama gelip burada olmayan şeyleri "Tarım bitmiş." diye anlatıyorsunuz, dolayısıyla millete inandırıcı gelmiyorsunuz, inandırıcı gelmediğiniz için de yirmi üç yıldır aynı yerde, aynı cümlelerle devam ediyorsunuz.
Hadi selametle.