KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, bakan yardımcılarım, çok değerli milletvekillerimiz, basınımızın güzide temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Bakanım, 2026 yılı bütçeniz hayırlı ve uğurlu olsun.

Tabii, sözlerime başlamadan önce, gece gündüz çalışan sağlık çalışanlarımıza da buradan saygılarımı selamlarımı iletmek istiyorum.

Bugünkü bu bütçe, aslında insanın hayatına, onuruna ve yarınlarına dokunan büyük bir dönüşümün hikâyesi aslında, yirmi üç yıllık AK PARTİ olarak sağlık sisteminde ortaya koyduğumuz vizyon, onu konuşuyoruz. Bugün sağlıkta geldiğimiz nokta sadece bir iyileşme değil, aslında dünya ölçeğinde de bir başarı hikâyesidir. Aslında OECD ortalamalarını aşmış, bölgesinde sağlık üssü hâline gelmiş, bilimin, teknolojinin ve insan kaynağının en yüksek seviyeye taşındığı bir sağlık mimarisinden bahsediyoruz.

Şimdi, baktığımızda bu oranlara karşılaştırma yapmayalım diyoruz ama yapmak durumundayız. Şimdi, baktığımızda, sağlık hizmetlerindeki insan gücü 257 binden bugün 877 bine, hekim sayısı 91.900'den bugün 230.353'e, diş hekimliği sayısı 16.371'den bugün 51.556'ya, yine hemşire ve ebe sayısı 113 binden bugün 326 binli rakamlara, yoğun bakım yatak sayısı 869'dan bugün geldiğimiz noktada neredeyse 26 bine, yine Türkiye genelinde nitelikli yatak oranı yüzde yüzde 6,4'teydi değerli arkadaşlar, bugün geldiğimizde bu oranın yüzde 83'e kadar yükseldiğini görmüş olmaktan dolayı çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. Yine, sağlığa ayrılan pay ne idi? Yüzde 2,5'tu, bugün geldiğimiz noktada da yüzde 8,4'e yükseliyor. Baktığımızda, o süreçlerden, eczane kuyrukları, hastane kuyruğu, belki hasta bakımının, o hani sağlık yaprakları karneler vardı ya onlardan ibaretti, bugün geldiğimiz noktada öyle bir kapsayıcı, kucaklayıcı bir sosyal güvenlik sistemi kurduk ki o dönemde yaşayan vatandaşlarımızın neredeyse yüzde 46'sı, yüzde 50'si sosyal güvenlik sisteminden yararlanırken bugün Türkiye'nin şefkatli, kuşatıcı eliyle Türkiye'de yaşayan vatandaşların yüzde 99'u sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor. Peki, diyeceksiniz "Yüzde 1 ne?" Yüzde 1 de kendisi özel sigortayı, özel hizmetlerden yararlanmayı tercih eden vatandaşlarımız.

Bugün şehir hastanelerinde tek kişilik nitelikli odalarda, en ileri teknolojiyle, tek kampüste tüm tedavi süreçlerini vatandaşlarımız tamamlayabiliyor. Ülkemizde 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı 57,2 yani OECD ortalamasının birkaç kat üstünde, hatta lider konumunda. Bunun ne faydası oldu? Bunun faydasını pandemide gördük, depremde gördük. Biliyorsunuz, özellikle pandemide birçok Avrupa ülkesi, yoğun bakım krizleri yaşarken Türkiye ambulans uçaklarıyla, helikopterleriyle, nitelikli yatak kapasiteleriyle vatandaşlarımıza hizmet götürdü. Ben bu anlamda da ülkemizle gurur duyuyorum, yaptıklarımızla gurur duyuyorum.

Bakın, 3 milyon 237 bin evde sağlık hizmetleri sunarak ambulansla taşınan vaka sayısı 382 binden 6 milyon 800 bine ulaşmış, dile kolay, kolay değil, bunlar çok önemli oranlar. Bugün yine Türkiye'de baktığımızda, hekimlerimiz, aile hekimlerimiz, beldelere, köylere, mezralara gidiyor, gezici hizmetlerle 5,4 milyon vatandaşımıza ulaşılmış durumda, bunlar çok önemli.

Şehir hastaneleri, şehir hastanelerinin kamu-özel iş birliğiyle yapılmasıyla ilgili her yıl, her yıl eleştiriler oluyor, biz de her yıl açıklayacağız. Bakın, o dönemde AK PARTİ iktidarının devraldığı Türkiyesinde bizim nitelikli yatak sayımız 7 bindi.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Yirmi üç yıl önce.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bizim, 50 bin yeni, nitelikli yatağa ihtiyacımız vardı, 100 bin civarında yatağın yenilenmeye ihtiyacı vardı. Bu bir finansman modelidir, o dönemde ya kendi kamu kaynaklarınla yapacaksın ki 2002 Türkiyesinden bahsediyoruz ya da bir finansman modeline gideceksiniz. Tüm dünyanın da uyguladığı kamu-özel iş birliği finansman modeline giderek şehir hastanelerini inşa ettik. İyi ki de inşa etmiştik, o dönemde o gerekiyordu. Bu yatak sayılarına, nitelikli yatak sayılarına kavuştuk. Bakın, koğuş sistemiyle yataklar vardı, hastanelerimizin yaş ortalaması 49 yaşındaydı.

MURAT ÇAN (Samsun) - 41, 41.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bugün geldiğimiz rakamlara baktığımızda, bunun yaş ortalamasının 13'e inmiş olduğunu düşünüyoruz. Onun sayesinde -biraz önce memnuniyet oranlarından bahsedildi- yüzde 30'larda gezen memnuniyet oranları yüzde 80'lerde. Evet, bugünkü süreçte yüzde 64 gibi, 68 gibi verilerden bahsediliyor ama buna baktığımızda da çok ciddi, biraz önce Orhan Yegin'in de bahsettiği gibi, oranları da verdi, bakınız, pandemiyle birlikte yaklaşık şöyle bir şey var: 4 milyon seviyesinde bekleyen hasta ve tedaviyi bekleyen, o süreçte hastaneye gidemeyen, bir şekilde çekinen vatandaşlarımız vardı ama bugün geldiğimiz noktada ne olmuş? Bunu yüzde 88 oranında düşürmüşüz, 450 bine düşürmüşüz.

MHRS erişimini güçlendirdik. Özellikle, biliyorsunuz, Pamukkale Üniversitesi Hastanesi -Türkiye'de de ilk defa öncü oldu Pamukkale Üniversitesi Hastanesi- MHRS'den randevu alma sistemine dâhil edildi. Memnuniyet oranına baktığımız zaman da yani randevuya uyanlar yüzde 90 civarında, 5 üzerinden bir memnuniyet anketi var, onda da 4 almış durumda. Bunun da önemli olduğunu açıkçası düşünüyorum.

Dünyanın herhâlde birçok ülkesinde ağız ve diş sağlığı, sağlık kapsamında değil. Çok şükür bunu da yani Türkiye olarak ağız ve diş sağlığını da ücretsiz olarak biz tedavi ediyoruz, vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Diş hekimi sayısında bugün yüzde 215'lik artış yani bugün 51.556'ya ulaşmış diş hekimlerimiz bulunmakta.

Sayın Bakanım bugünkü sunumunuzda önemli gördüğüm bir konuya da değinmek istiyorum, önemli gördüğüm, dediniz ki: Yüzde 12,3'lük bir oranda primer sezaryenda düşüş sağlandı. Ben bu anlamda da çok tebrik ediyorum çünkü normal yolla doğumun ne kadar önemli olduğu, gerçekten hem anne sağlığı açısından hem bebek sağlığı açısından çok önemli ve bu konuda kararlı bir duruş sergiliyorsunuz.

Özellikle ebeler noktasında de bireyselleştirilmiş ebelik hizmetinden dolayı da teşekkür ediyoruz.

Şimdi, baktığımızda, anne-çocuk ölümleriyle ilgili bir oran da söylemek istiyorum: 100 bin canlı doğumda anne vefat sayısı 13,5 ülkemizde. Buna baktığımızda "Dünyada bu kaç?" dediğimizde orta üst gelir grubu ülkeler arasında 64, dünya oranına baktığımızda da 225; bu da bir başarının hikâyesidir diye düşünüyorum.

Şimdi, Sayın Bakanım, şuna da değinmek istiyorum: Denizli'de acil şehir hastanemiz 400 yataklı, hızlı bir şekilde ilerliyor, inşallah bu yılın başında hizmete sunacağız. Ondan sonra da bin yatak kapasiteli şehir hastanesiyle ilgili, onun da hızlı bir şekilde tamamlanması için sizlerden destek bekliyoruz.

Ben bir teşekkür etmek istiyorum. En son Denizli'ye yaptığınız ziyarette bizim Sarayköy ilçemizde yüz yataklı, fizik ve rehabilitasyonla ilgili bir hastaneyle ilgili söz vermiştiniz ve bunu biz yatırıma aldık. Yatırıma aldık ama neyle karşılaştık biliyor musunuz? Burası aslında yüz dönümün içerisinde, yanında fizik ve rehabilitasyon merkeziyle ilgili üniversitenin de fakültesinin bulunduğu bir alandı. Üniversiteyi biz oraya taşınırken belediyenin mülkiyetini üniversiteye, üniversitenin mülkiyetini de belediyeye verdik ve şartlı olarak verdik, ileride buraya yüz yatak kapasiteli -çünkü bizim orada termal suyumuz var- yapılması karşılığında. Gel gör ki, belediye el değiştirince, AK PARTİ'li belediyeden CHP'li belediyeye geçince bugün biz onu yatırıma almış olmamıza rağmen Sayın Bakanım, yatırım programına alınmış olmasına rağmen maalesef, belediye yeri vermediği için -hani CHP'li belediyeler, belediyeler diyorsunuz ya, nelerle uğraşıyoruz ya- biz bunu yapamıyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Her yere el koyarak yapıyorsunuz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Maalesef, biliyorsunuz, ilçelerde kamu alanları, böyle alanlar bulmak gerçekten çok zor. Hani siz diyorsunuz ya "Biz geliriz, neler yaparız." Siz var ya, önce bir iyi niyetinizi buralardan gösterin. Bir tane daha örnek...

CAVİT ARI (Antalya) - Her yere el koyarak yapıyorsunuz da onu mu yapamadınız, bahaneye sığınmayın.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bahane yok, yeri ver yapalım, yeri verin yapalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Belediye vermedi diye yer yapamıyorsanız utanın o zaman kendinizden.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bakın, bir tane daha örnek, ilçem Babadağ'da biliyorsunuz, Belediye Kanunu'na göre...

CAVİT ARI (Antalya) - Her yere el koyarak yapan birisi nasıl yapamaz, belediyeyi bahane yapmayın, belediyeyi gerekçe göstermeyin "Beceremedik." deyin şunu.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen arkadaşlar...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bak dinle Arı, neler yapıyor sizin belediyeler, Büyükşehiriniz ne yapıyor, nasıl engel koyuyor. 1/5000'lik planı kim yapmak zorunda? Yani bunu Büyükşehir Kanunu'yla birlikte büyükşehir belediyesinin yapması lazım.

CAVİT ARI (Antalya) - Belediye yapar, doğru yerse yapar belediye, demek ki yanlış yer önerdiniz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Mülkiyeti bize ait yani mülkiyeti Sağlık Bakanlığına ait. Orada sağlık alanı şerhi koyması gerekiyor. Büyükşehire resmî yazıyla yazdı Babadağ ilçesine, belediye "Hayır veremem." dedi. Sözlü olarak gidildi, ya, yapma, etme; "Veremem." dedi.

CAVİT ARI (Antalya) - Ya, şikâyet yakışmıyor size, demek ki beceremediniz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Şikâyet değil, ben bu zihniyetinizi bütün milletimiz duysun istiyorum. CHP demek böyle bir şey demek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - Her şeyi yapan bunu nasıl yapamıyor, her yere el koyarak yapıyorsunuz.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sağlık Bakanlığı nasıl olur da bir kanun çıkarıp bu arazilere çökemez, Dışişleri yaptı, Çevre yapıyor, siz de yapın.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Nilgün Hanım, lütfen bitirin, bir dakika veriyorum.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Çok şükür ki yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza başvurduk ki plan tadilatı yaptık, şu an askıda. Vallahi askıda dedim ama korkuyorum, bulursunuz birisini de itiraz ettirirler ondan da korkarım ama mülkiyeti çok şükür Sağlık Bakanlığımıza ait.

CAVİT ARI (Antalya) - İtirazı el altından siz yaptırmayın kimse yapmaz, başkası önemli değil.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Şimdi, Sayın Bakanım, 112 var ya, biz burada...

ORHAN YEGİN (Ankara) - CHP her şeye engel.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Bakanlık sizin ya.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Bakanım, burası çok önemli.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Evet, çok önemli gerçekten.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Şimdi, bu inşallah plan tadilatı askıda, bitince buraya sizin de yine bilgilerinizde aile sağlığı merkezinin 112 istasyonu ve toplum sağlığı merkezinden oluşan bir kompleks yapılacak, Bakanlığımızın da haberi var.

CAVİT ARI (Antalya) - Yapamadığınız işleri belediyelere yüklemeyin.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yapamadığımız değil, şu an yapılacaktı. Bakın, var ya, bir yıldır oyalanıyor, bir yıldır oyalanıyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Nilgün Hanım, becerememişsiniz, beceremediğinizi belediyeye atmayın, ayıptır ya.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Arı, lütfen.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Bakanımızdan bu konuda destek... Size rağmen yapıyoruz, CHP'ye rağmen yapıyoruz. Hadi bakalım, samimiyseniz Sarayköy'deki yeri verin.

CAVİT ARI (Antalya) - CHP'ye rağmen değil, kendi yapacak olduğunuz işi becerememişsiniz, yapamamışsınız. Bahane uyduruyorsun şu an.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sarayköy'deki yeri verin, o yer belediyeye ait yer değil. O yer hastane yapılmak üzere belediyeye verilmişti, hadi bakalım samimiyseniz verin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Takoz siyaseti.