KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanımızı, bütün misafirleri ve salonda bulunan herkesi ben de saygıyla selamlıyorum.

Yirmi üç yıldır vatandaşın her alanda olduğu gibi sağlık alanında da standardını yükseltmeye, devletin sunduğu hizmetlere bizatihi yaşadığı yerde, oturduğu yerde, memleketinde ulaşabilmesini sağlayabilmeye ve şehir merkezlerindeki, büyük şehirlerdeki kalitede ve nitelikte ve çeşitlilikte ulaşabilmesine gayret ettik. Gelenin ne mezhebine baktık ne -az önce maalesef kötü bir şekilde suçlandığımız gibi- etnik kökenine baktık, ne parasına puluna baktık, ne hangi partiye oy vermiş; acaba o şehirde bizim partimizin üye sayısı çok mu?, Son seçimde kime daha çok oy vermiş? hiçbir şeye bakmadan yeter ki Allah'ın kuludur, ihtiyaç vardır, biz de bu ülkeyi yöneten insanlarız ve bu iş bizim sorumluluğumuzdadır, vatandaşımız ayırt etmeden biz bu hizmeti götürmüş bir iktidarız. Burada, maalesef, bence hiçbir şeye hizmet etmeyen cümleler kuruluyor.

Şimdi, "Sağlık hizmetleri" denince iki şeye bakarım: Bir, yaşam süresi ne olmuş? İki, çocuk ölümleri ne olmuş? "Yaşam süresi ne olmuş bakalım." dedi muhalefet temsilcisi. Yaşam süresi kadınlarda 80,7'ye; erkeklerde 75,5'e gelmiş ve ortalamada 78,1 olmuş. Nereden? 72,5'ten. Bu sayı dünyada ortalama 73,3; orta-üst gelir grubu ülkeler içinde sınıflandırdığımız için sayıyı veriyorum, orada 74,1; oradan daha yüksek bir noktaya gelmişiz ve bütün bu hizmetlerimizi sürdürdükçe devam edeceğiz.

"Çocuk ölümlerinin olmuş, ona bakarım." dedi. 2002'de 1.000 canlı doğumda 31,5 bebek kaybedilirken bugün... Evet, yani övünerek söylemiyoruz, daha da düşürebilmemiz lazım ama bu makası da biz başarmışız; 31,5'ten 8,9'a düşürmüşüz. Dünya ortalamasını biliyor musunuz arkadaşlar? Dünya ortalaması 27,1; sizin ülkeniz başarmış bunu. Baktığınız istatistiklerin böyle söylemesi lazım. Ve biz bugün aynı zamanda yenidoğanda topuk kanıyla 6 hastalığı da tarıyoruz, bu hastalıkların ne olduğunu sağlık profesyonelleri olarak sizler çok daha iyi biliyorsunuz, ben oraya girmeyeyim.

Hekim kadromuz 92 binden -yuvarlama rakam- bugün 233 bine çıkmış; 2,5 buçuk kat artmış. Hemşire, ebe sayımız ortalama 114 binden bugün 335 bine çıkmış, 3 kat artmış. 8.300 aile sağlığı merkezimizle, 973 toplum sağlığı merkezimizle, 327 sağlıklı hayat merkezimizle, 3.557 acil yardım istasyonumuzla, eczanelerimizle, diyaliz merkezlerimizle, özel muayenehanelerle kimseyi ayırt etmeden özeli, muayenehanesi, sağlığıyla, üniversitesiyle büyük bir sağlık ordusu ve altyapısı kurmuşuz. Bugün hastanelerimizin yüzde 80'i, yatak kapasitesinin yüzde 85'i, ADSM'lerin yüzde 92'si dönemlerimizde ya sıfırdan yapılmış yahut da arkadaşlar, yenilenmiş, bunların hepsi yeniden yapılmış. Son bir yılda 36 hastaneyi, 3.340 yatağı sistemi koymuşuz ve her yere şehir hastaneleri inşa etmeye çalışıyoruz. Bizi etnik ayrımcılık yapmakla suçlayan insanlar utanır mı bilmiyorum, Mardin'de 750 yataklı şehir hastanesinin inşaatı sürüyor, Diyarbakır Kayapınar'da bin yataklı şehir hastanesinin inşaatı sürüyor ve Diyarbakır Yenişehir'de bin yataklı şehir hastanesi. Etnik kökenine göre ayrım yapıyoruz, öyle mi? Aldığımız oya göre ayrım yapıyoruz, öyle mi? Muğla'da 700 yataklı şehir hastanesinin yapımı sürüyor, Niğde de bu son bir yılda yapılan hastanelerin içerisinde, Van Gevaş'ta da var bu hastaneler.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ben konuşacağım, anlatacağım.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Yapmayın o zaman Diyarbakır'a(!)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bunlar çok ayıp işler. Biz, vatandaşımızı bir bütün görürüz, Allah'ın kulu görürüz, milletimiz görürüz; tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet ülküsüyle kimseyi ayırt etmeden hizmetimizi yaparız.

"Sağlık hizmetlerinden memnuniyete bakarım." dediler. Buyurun, bakın. Arkadaşlar, 2002'de yüzde 30'larda olan sağlık memnuniyeti 2010'da yüzde 75'e çıkmış, bugün pandemi ve o süreçlerde biriken, yığılan, ertelenen işlerle beraber bugün bir parça yüzde 65'lere düşmüş. evet, ama, yakın zamanda çok daha arttığını göreceğiz inşallah. Birikmiş, gecikmiş, ertelenmiş hizmetler, operasyonlarda bu süreçler de tamamlandığında göreceksiniz. Evde sağlık hizmetlerimiz artıyor. 2024-25 arasındaki bir yıllık geçişte yüzde 16,5 evde sağlık hizmetimizi artırmışız. Bu da arttıkça, SABİM'lerimizle, UMKE'lerimizle, acil sağlık hizmetlerimizle bunun yüzde 75'in üzerine çıktığını göreceksiniz. Acil sağlık hizmeti deyince, acil yardım deyince böyle size hafif geliyor arkadaşlar. Bakınız, 2002'de 481 olan acil yardım istasyonu bugün 3.600'e, 618 olan yardım ambulansı 6.308'e çıkarak 2024'te 6 milyon 800 bin vaka taşımış. Kar paletlisi var, yenidoğanı var, sedyelisi var, yoğun bakım olanı var, obezi olanı var, motosikleti var, helikopteri var, ambulansı var, uçağı var ve arkadaşlar, 50.420 vakayı helikopterle, 20 binin üzerinde vakayı uçakla nakil yapan, taşıyan ve ilk on ayda 3 bin vakayı da deniz ambulansıyla taşıyan bir acil sağlık hizmetinden bahsediyoruz. Bir yerde bir kaza olduğunda ambulansın yetişmediği bir ülkeden deniziyle, uçağıyla, helikopteriyle hastasını taşıyan... Kimi Sayın Bakanım? Sarı çizmeli Mehmet Ağa'yı, onun çocuğunu, onun eşini, onun gelinini taşıyan bize sosyal medyalarda küfür etse dahi ihtiyacı var ki madem taşıyacağız kardeşim. "Bu onun da hakkı." diyen bir iktidarız biz arkadaşlar.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Bir de taşımayın.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Babanın malı ya sanki senin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - İktidarın kâr odaklı yaklaşımı varmış, sermayeyi daha da sermaye sahibi yapan sağlık sistemi kurmuşuz, sermayenin sağlık içindeki payı kamunun önüne geçmiş, AKP vatandaşı özele mecbur etmiş. Ya, yazıklar olsun ya, özel hastane, öyle mi? Hekime müracaatta 930 milyona gelmişiz, kişi başı 12,2 ve bunun sadece yüzde 7'si özele gidiyor. Bu, 2002'de yüzde 8'di, 1 puan düşmüş biliyor musunuz? Ameliyatlar özele kayıyormuş, 2002'de 1,6 milyon ameliyatın yüzde 14'ü özelde yapılıyordu, bugün 4,6 milyon ameliyat yapılıyor ve arkadaşlar, yüzde 16'sı özelde. Özel sağlık kuruluşlarının yatakları, şunları, bunları, hepsinde 2002'nin gerisinde, sadece yine gerisinde olduğu bir rakam var ama onda biraz kamuya yakınlar. Neyde? Bilgisayarlı tomografide, MR'da, şunda, bunda kamuya yakınlar ama o 2002'de de kamuya yakındı, bugün de yakın ama azalarak, mesafe açılarak gidiyor o yakınlık.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Orhan Bey, bu bilgiler doğru değil.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bu bilgiler doğru, isteyene verilir, kimseden esirgenmiyor.

Şehir hastaneleri soygunmuş. Arkadaşlar, köy projelerinin bütçe içinde harcama payı da trafiği de seyri de gittikçe düşüyor. 2020-22'de tavan yaptığı rakamların çok çok altına bugün indi ve iniyor. Köylerde toplam 173 bin yatak kapasitemiz ve oranı 29.500'le yüzde 17'deyken A, B, C ameliyatlarının oranı yüzde 20 iken, muayene oranı yüzde 12 iken bütçe harcamalarındaki payı 6,1 Soygun değil mi, soygun şehir hastaneleri? Yazıklar olsun.

Şimdi, arkadaşlar, doktorlar gidemiyormuş, siyasi baskı varmış, yurt dışına kaçışlar varmış, yargı baskısı varmış. Bizim baskı yaptığımız hiçbir doktor yok.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Olur mu ya! Bakın, kaç doktor gitti!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz orduya "Kimyasal silah kullandı." iftirası atan, hekim kisvesiyle ülkemize düşmanca iftira atıp zarar vermek isteyenlere ve işte, insanlıktan nasibini almamış o çetelere, yenidoğan çetelerine, biz hekim kisvesi altında hainlik edenlerin üzerine gidiyoruz hukukla, siyasetle, söylemlerimizle, tavrımızla.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Ne yapılıyor?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Onun dışında, işini yapan hekim, vatandaşa hizmet götüren hekim başımızın tacı; elini öpüyoruz biz bütün hekimlerimizin, bütün sağlık çalışanlarımızın. Bizi kimse kalkıp da hekim düşmanı göstermeye kalkmasın.

Bir taraftan "Gereksiz MR ve tomografi çekiliyor, sayılar ne oldu Sayın Bakan, biliyor musunuz?" diye kızıyorsunuz, öbür taraftan "Ya, arkadaş bir MR için kaç gün sonraya süre veriliyor." diyorsunuz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne var bunda?

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Altı ay sonraya, yedi ay sonraya.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Diğer ülkelerde ihtiyaç yok mu, yapmayın böyle; herkes bildiği konuda konuşsun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Arkadaşlar, bunlar ihtiyaç, bunlar ihtiyaç ve bu hizmetler getirilmiş, bunlar vatandaşa yapılacak ama kurulan e-nabız sistemleriyle, kurulan diğer yazılımlarla vatandaşın bir işlemi kısa bir süre içerisinde aynı yerde tekrar etmesinin önüne geçen işlemler yapıyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Üfürüyor, üfürüyor. İnsan Kayıhan Hocanın sunumundan utanır ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz bugün "Sezaryeni düşürelim, normal doğumu artıralım." diyoruz, bakıyorum, sizde de aynı şeyleri söyleyip hâlâ "Sezaryen oranı çok yüksek." diyenler var...

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Yüksek, yalan mı söylüyoruz, yüksek.

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...ama bir yandan da normal doğumu teşvik ediyoruz diye "Ya, kaç çocuk yapacağımıza müdahale ettiğiniz yetmedi, bir de nasıl doğuracağımıza müdahale ediyorsunuz." diyen arkadaşlarımız var.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Teşvik yöntemleri yanlış, teşvik yöntemleri.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Nasıl doğuracağımıza, ne zaman doğuracağımıza, nasıl yapacağımıza, nasıl besleyeceğimize...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Arkadaşlar, tutarlı olmak en kıymetli, en güzel şey.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Milletin yatak odasına niye karışıyorsunuz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bakın, burada istatistikler var, birçok konuda OECD ve Avrupa'nın önündeyiz. Türkiye'de sağlık hizmetlerine erişimde, memnuniyet oranlarında, sağlık hizmetlerinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Orhan Bey, tamamlayalım bir dakika içinde.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Memnuniyet oranımız kaç Orhan Bey, söyler misiniz? Bir tek memnuniyet oranını söyleyin.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Sağlıkta memnuniyet oranını söyle, sağlıkta memnuniyet oranını.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Üfürme Orhan Bey, üfürme!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Aşılama hızlarında... "Şu aşıda gerideyiz." dediler bilmiyorum ama doğru olabilir fakat biz bugün 13 aşıyı vatandaşına, çocuklarına ücretsiz yapan dünyadaki nadir ülkelerden biriyiz...

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Covid aşısı ne oldu, onu söyler misiniz, Covid aşısı?

AYLİN YAMAN (Ankara) - Ya, bütün ülkeler çocukları aşılar ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, ya, ya, öyle söylersiniz, öyle söylersiniz.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Covid aşısı ne oldu, söyler misiniz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - 100 bin kişiye düşen yoğun bakımdan tutun da yatak sayısına kadar... Ya, her mesafede olmasa bile birçok mesafede OECD'nin ve Avrupa Birliği ortalamalarının üzerindeyiz.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Sarılık aşıları parayla.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sevinin arkadaşlar, bunlar sizin muhalif olduğunuz ittifak ve iktidar tarafından yapılıyor olsa da sizin ülkenizin istatistikleri; sevinin, mutlu olun siz de bunlardan.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Evet, yalan istatistikler, yalan istatistikler.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Doğru değil istatistikleriniz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, bitti mi sürem?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bitti, bitti.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Son bir şey...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Söyleyin, teşekkür edin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bunlar istatistikler, bunlar profesyonellerin işi, sizin işiniz. Ben siyasetçiyim kardeşim, ben şuna bakarım: Vatandaş dün hastaneye gittiğinde neydi, bugün ne?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Dün şehrinde yaşarken her hizmeti alabiliyor muydu, yoksa alamayıp şehir şehir gidip hem işinden hem cebindeki parasından hem refakatçisiyle beraber gittiyse pansiyonundan, misafirhanesinden, ulaşım giderinden bugün kurtardık mı onu, kurtarmadık mı?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ederim.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Aynen devam ediyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Vatandaşın sağlıkta başı dara düştüğünde "Nerede bu devlet!" feryadını bitirdik mi, bitirmedik mi?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yegin, Seydi Gülsoy Bey'e söz veriyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Allah'a hamdolsun bitirdik, bunda emeği olan kim varsa hepsinden Allah razı olsun teşekkür ederiz.