KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Çok değerli Başkanım, milletvekillerimiz, çok değerli Bakanımız, Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokratlarımız ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla son yirmi iki yılda sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm 2026 bütçesinde de aynı kararlılıkla devam etmektedir.

Sağlık, yalnızca bir hizmet başlığı değil insan onurunu, sosyal adaleti ve devletimizin merhamet yüzünü temsil eden temel bir kalkınma alanıdır. Bu bilinçle, 2026 yılı merkezi yönetim bütçesinde sağlığa

ayrılan kaynak 1 trilyon 594 milyar liraya yükseltilmiştir. 2002 yılında sağlık harcamalarının bütçe içindeki payı yalnızca yüzde 2,5 iken 2026 yılında bu oran yüzde 8,4'e çıkmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan sağlık harcamaları da dâhil edildiğinde toplam sağlık harcamaları 3 trilyon 307 milyara ulaşmakta, bu tutar Cumhuriyet tarihimizin en yüksek sağlık bütçesini oluşturmaktadır. 2002 yılında 257 bin olan sağlık personeli sayımız 2025 yılı eylül ayı itibarıyla 877 bin yükselmiş, hekim sayımız 91 binden 230 bine, diş hekimi sayımız 16 binden 51 bine, hemşire ve ebe sayımızda 113 binden 326 bine çıkmıştır. Son yirmi üç yılda hekim sayımızda yüzde 151'lik, diş hekim sayımızda yüzde 215'lik, hemşire ve ebe sayımızda yüzde 187 oranında artış sağlanmıştır. Bu artışlar, yalnızca sayısal bir büyüme değil aynı zamanda hizmetin ülke geneline daha dengeli yayılmasının bir sonucudur. 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük bölgeler arasında 7 kat fark bulunurken bugün bu fark 2,5 kata kadar düşmüştür. Böylece, Türkiye'nin doğusu da batısı kadar güçlü bir sağlık altyapısına kavuşmuştur.

Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın özlük haklarında önemli derecede iyileştirmeler sağladık. Anayasa'mızın 56'ncı maddesinde "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir." der ve devletlere bu konuda gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünü verir. Bu hükmü yerine getirmek için iktidara geldiğimizde yüzde 67 olan sosyal güvence kapsamını yüzde 99'a çıkararak tüm vatandaşlarımızı sosyal güvenlik çatısı altına aldık. Ayrıca, farklı kurumlara ait sağlık tesislerinin tamamını Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştirerek vatandaşlarımızın eşit ve standart bir hizmet almasını sağladık.

Koruyucu sağlık hizmetlerinde, bizden önceki dönemde 5.055 sağlık ocağında 12 bin hekim görev yapıyordu. Aile hekimliği sistemini ilk olarak 2005 yılında Düzce'de pilot olarak uygulamaya başladık, ardından aşamalı bir biçimde tüm illeri sisteme dâhil ederek 2010 yılında, ülke genelinde aile hekimliği uygulamasını tamamladık. Bugün 8.300 aile sağlığı merkezinde 29.750 aile hekimi görev yapmaktadır. Böylece, hekimlerimiz sorumlu oldukları nüfusu daha yakından takip etme imkânına kavuşmuştur. Günümüzde bir aile hekimi yaklaşık 3 bin kişiden sorumludur. Önümüzdeki dönemde hem aile hekim sayımızı artırarak hem de aile sağlığı merkezi kapasitemizi güçlendirerek bu yükü kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz. 2026 yılı itibariyle bir aile hekiminin sorumlu olduğu nüfusu yaklaşık 2.700'e, 2027'de 2.500 kişiye, 2028'de de 2.250 kişinin altına düşürecek planlamalar yapmaktayız. Böylece, aile hekimlerimizin her vatandaşımızla daha yakından, daha nitelikli ve koruyucu sağlık hizmeti odaklı ilgilenebilmesinin önünü açtık. Aile hekimliğinde yapılan yeni düzenlemelerle hekimlerimizin özlük hakları iyileştirilmiş, gereksiz antibiyotik kullanımını azaltmak için teşvik sistemleri getirilmiş, bebek, gebe ve kronik hastalık takipleri güçlendirilmiş, yılda en az bir kez kontrol zorunluluğu getirilerek birinci basamak hizmetlerinin niteliği artırılmıştır. Kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımız için gezici sağlık hizmetleri başlatılmış, 2025 yılının ilk on ayında 5,4 milyon vatandaşımızın mahallinde hizmet verilmiş, bununla birlikte bu muayeneler sırasında yazılan ilaçlar da hastalarımızın kendi hanelerine ulaştırılmaktadır. Aile hekimliği sisteminin yaygınlaşmasıyla beraber gebe izlenim oranı yüzde 95,9'a, bebek izlenim oranı yüzde 90,6'ya, çocuk izlenim olanı yüzde 92,4'e ulaşmıştır. Doğumda beklenen yaşam süresi 2002'de 72,5 yıl iken 2024 itibariyle 78,1'e çıkarılarak orta üst gelir grubu ülkelerin seviyesine yükselmiştir. Bebek ölüm hızı 2002'de binde 31,5 iken 2024'te binde 8,9'a gerilemiş, anne ölüm hızı her 100 bin canlı doğumda 64'ten 13,5'lere düşmüştür.

Türkiye, en geniş aşılama programını uygulayan ülkelerden biridir. 13 antijen programını kararlılıkla sürdürmekteyiz. 5'li aşı -difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, inaktif polyo ve hemofilüz influenza- aşılama oranımız yüzde 98,8'dir.

Üçlü aşı -kızamık, kızamıkçık, kabakulak- aşılama oranımız yüzde 95,2'dir; verem aşılama oranımız yüzde 96'dır. Beşli aşılamada Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölgesine göre daha iyi durumdayız.

Yenidoğanlarda fenilketonüri, hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis, adrenal hiperplazi, işitme taraması, gelişimsel kalça displazisi taramaları yapılmakta; annelere ücretsiz demir desteği, bebeklere D vitamini ve demir takviyesi sağlanmaktadır. 2013-2022 yılları arasında yapılan taramalar neticesinde tam 53.865 bebeğe erken tanı konularak tedavileri başlamıştır.

2017 yılında ilk kez hayata geçirdiğimiz sağlıklı yaşam merkezleri bugün 320 noktada hizmet vererek obezite, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklar başta olmak üzere birçok alanda hastalık görülmeden önce önlem alınmasını sağlamaktadır. Meme, serviks, kolorektal kanser taramaları birinci basamak sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak yapılmaktadır; 2024 yılında yaklaşık 8 milyon vatandaşımız taramadan geçirilmiştir.

AK PARTİ iktidarları döneminde toplu ve kapalı alanlarda sigara içilmesi yasaklanmış; sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlara ücretsiz muayene ve ilaç desteği sağlanmış; 2025 yılında 3,8 milyon vatandaşımız sigara bırakma polikliniklerine başvurmuş; bunlardan 1,5 milyonu ücretsiz ilaç tedavisi almıştır.

Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi hayata geçirilerek ülkemizde nakil olan hastaların kök hücre ürünlerinin yurt içinden karşılanma oranı yüzde 90'lara çıkmıştır.

Organ nakline ait kanuni düzenleme yapılarak kişi organını e-devlet üzerinden bağışladığında aile onamı kaldırılmıştır.

On-line sağlık raporu uygulamasıyla, yatağa ve cihaza bağlı hastaların uzaktan, görüntülü görüşmelerle ihtiyacı olan engelli sağlık raporu, çocuklar için özel gereksinim raporu, durum bildirir rapor, tek hekim ve ilaç raporları verilebilir hâle gelmiştir.

Türkiye'nin sağlık bilimleri ve biyoteknoloji alanında güçlü bir altyapıya kavuşması için kurulan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bugün sağlık sistemimizin en stratejik kurumlarından biri hâline geldi. Silah sanayisine nasıl yerli ve millî adımlar attıysak aynı yaklaşımı ilaç ve sağlık teknolojilerinde de hayata geçirdik. Bugün kullandığımız ilaçların kutu bazında yüzde 90'ını, değer bazında yüzde 57'sini ülkemizde üretir hâle geldik ve 186 ülkeye ihraç yapabilen bir kapasiteye ulaştık; TÜSEB, bu sürecin en önemli lokomotiflerinden biridir. TÜSEB'in en bilinen çalışması, hiç kuşkusuz, Turkovac aşısıdır. TÜSEB'in sağladığı bilimsel altyapı sayesinde Türkiye ilk kez kendi aşısını geliştirebilen ülkeler arasına girmiştir. Bununla birlikte, yeni aşı platformları kurulmuş, farklı aşı adayları klinik faz aşamalarına taşınmış ve aşı üretim merkezinin planlaması yapılmıştır. Bu çalışmalar gelecekte yaşanabilecek salgınlara karşı ülkemize güçlü bir koruma alanı oluşturmaktadır.

Kanser tedavisinde kullanılan CAR-T hücre tedavisinin yerli olarak geliştirilmeye başlanması TÜSEB'in en kritik adımlarından biridir. Bu tedavi dünyada çok pahalı ve stratejik bir yöntemdir. Türkiye'nin bu alanı kendi imkânlarıyla geliştirmesi hem tedavi maliyetlerinin düşürülmesine hem de vatandaşlarımızın daha kolay erişmesine katkı sağlayacaktır. Buna ek olarak, yoğun bakım ventilatörlerinin yerli üretimi, yapay zekâ destekli tıbbi cihazların projeleri ve klinik karar destek ürünleri TÜSEB'in öncülük ettiği yenilikler arasındadır.

Bu çalışmaların ortak amacı, dışa bağımlılığı azaltmak ve sağlık hizmetlerini yerli teknolojiyle güçlendirmektir. Aşıdan ileri teknolojiye, genomik araştırmalardan genç bilim insanlarının desteklenmesine kadar atılan her adım sağlık sistemimizin hem bugününe hem de geleceğine dair değer katmaktadır. TÜSEB, Türkiye'nin sağlık vizyonunda önemli bir role sahiptir ve bu çalışmaları sağlık alanında daha güçlü, daha bağımsız bir yapıya doğru ilerlediğimizi göstermektedir.

Spinal müsküler atrofi hastalığını önlemek amacıyla -diğer nadir hastalıklarda olduğu gibi- erkeklerde gen taramasını başlattık. Hemoglobinopati kontrol programlarıyla istenmeyen gebeliklerin önüne geçilmiştir.

İkinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde hastanelerimiz Sağlık Bakanlığı tarafından sınıflandırılmış ve yeni standartlar belirlenmiştir. Bakanlığımıza ait 987 hastanenin yüzde 87'sinden fazlası ya yenilenmiş ya da yeniden inşa edilmiştir. Yatak sayımızı 107.394'ten 172.457'ye, nitelikli yatak sayımızı yüzde 6'dan tam yüzde 83'e çıkardık. Yoğun bakım yatak sayımız Sağlık Bakanlığımıza bağlı hastanelerde 869 iken bu rakam bugün 26 bine çıkmıştır.

Palyatif bakım merkezini -bizden önceki dönemde sadece 38'di- 503'e çıkararak, yatak sayısını da 7.537'ye çıkararak bakıma muhtaç hastalarımızın derdine derman olmaya çalıştık.

Kamu-özel iş birliği modeliyle 29.325 yatak kapasiteli 18 şehir hastanesi ve merkezî yönetim bütçesiyle de 8.258 yataklı 7 şehir hastanesi tamamlanmıştır. Artan maliyetler nedeniyle Türkiye bu kamu-özel iş birliği uygulamalarından kârlı çıkmıştır; ayrıca, hizmete daha erken ulaşmış, vatandaşlarımızın daha konforlu hizmet alması sağlanmıştır.

Ankara'da bulunan Bilkent ve Etlik Şehir Hastanelerine belki hasta olarak belki de ziyaretçi olarak mutlaka gideniniz vardır. Son derece modern olan bu hastanelerde akciğer nakli gibi, robotik cerrahiler gibi nadir üniversitelerde yapılan özellikli ameliyatlar yapılmaktadır. Bu hastaneler referans hastaneler hâline gelmiştir.

Türkiye son yıllarda organ naklinde yalnızca kapasitesini büyütmedi, dünyanın en zor operasyonlarını yapan ülkeler arasında yer aldı. Bugün Türkiye "Yapılamaz." denilen ameliyatları yapan, bölgesine ve dünyaya umut veren bir sağlık gücüdür.

Bakınız, en kritik nakiller artık ülkemizde yapılmaktadır. Çift akciğer nakli en yüksek riskli ameliyatlardan biri olup Ankara Şehir Hastanesinde, Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde bu operasyonlar başarıyla yapılmaktadır.

Kalp akciğer bloğu nakli; dünyada yalnızca sınırlı merkezde yapılabilen bu cerrahi Türkiye'de, bu alanda, Ankara Şehir Hastanesinde yapılmaktadır.

Çocuklarda canlı vericiden karaciğer nakli en zor pediatrik cerrahilerden biridir; Koşuyolu, İzmir Kent, Ankara Şehir Hastanesinde Avrupa ortalamasının üzerinde yapılmaktadır.

Pankreas ve kombine böbrek, pankreas nakilleri Hacettepe, Gazi, Cerrahpaşa ve Ankara Şehir Hastanesinde yapılmaktadır.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Üniversiteler sizin değil herhâlde? Üniversiteler sizin değil mi?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bir zamanlar hayal olan ameliyatlar bugün şehir hastanelerimizde başarıyla yapılıyor. Birçok ülke en kritik vakalarını Türkiye'ye getiriyor.

Muhalefet milletvekillerimiz kamu-özel iş birliğiyle yapılan hastaneleri sürekli eleştiriyorlar. Bu hastanelere yapılan ödemelerin tamamını kira bedeli gibi göstererek bir algı operasyonu geliştirmektedirler. Oysa, bu ödemelerin içinde görüntüleme sistemleri, laboratuvar hizmetleri, fizik tedavi, temizlik, güvenlik, bilgi işlem personeli, elektrik, su, ısıtma, soğutma gibi çok sayıda giderler bulunmaktadır. Belki ilk yaptırdığımız yıllarda maliyet açısından pahalı gibi gelse de Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz da açıkladı, "Covid sonrası maliyetler çok arttığı için keşke daha fazlasını yaptırsaydık, iyi olurdu." ifadesini kullandı. Bu hastaneler yapılmamış olsaydı özellikle Covid sürecinde hâlimiz nasıl olurdu, sizlerden düşünmenizi istiyoruz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yapımına karşı değiliz ya, yapımına karşı değiliz.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Ya, çarpıtma, yapılmasına karşı değiliz.

CAVİT ARI (Antalya) - İsmail Bey, sekiz senedir anlatamadık galiba sana. Sekiz senedir anlatamadık İsmail Bey.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - AK PARTİ iktidarlarının önemli hizmetlerinden biri de 112 acil sağlık hizmetleridir. 2002 yılında 112 acil sağlık istasyonu sayısı 481 iken bugün bu sayı 3.555'e, ambulans sayısı 618'den tam 10 kat artarak 6.308'e yükseltilmiş.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu hastanelerin yapılmasına karşı değiliz; kamu kaynaklarıyla yapılsın istiyoruz, aynen Antalya'da yapıldığı gibi.

SERKAN SARI (Balıkesir) - 18 şehir hastanesine verdiğiniz para ortada.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Bu parayı zaten...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, Sayın Karaoba, Sayın Sarı; sizin de süreniz var, sakin.

Sayın Karaoba, ikiniz de Uşak Milletvekilisiniz, lütfen...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yanıltıcı bilgi veriyor Sayın Başkan.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Doğru bilgi vermiyor Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ -

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İç Tüzük'e göre onu uyarman lazım, yanlış bilgi veriyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tamam, sen doğrusunu ver.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Daha önce şehir merkezinde ve koordineli olmayan bir şekilde verilen hizmetler, acil sağlık hizmetleri bugün şehir-kır ayrımı gözetilmeksizin ülkemizin her yerinde hızlı, etkin, ücretsiz sunulur hâle gelmiştir. Ayrıca, kar ambulansını, 4 sedyeli ambulansı, yoğun bakım ve obez ambulansını, motosiklet ambulansını devreye alarak her şart altında vatandaşımıza ulaşmayı mümkün hâle getiren yenilikçi uygulamaları hayata geçirdik. Bir zamanlar ülkemiz için hayal olan helikopter ambulans 2008 yılında, uçak ambulans 2010 yılında hizmete girmiş; buna ek olarak deniz ambulansları da devreye alınarak vatandaşlarımıza olağanüstü kaliteli bir sağlık hizmeti sunar hâle gelmişiz. Bugüne kadar helikopter ambulansla 49.700 hasta, uçak ambulansla da 20.995 hasta taşınmıştır.

Bizden önceki dönemlerde yalnız diş çekiminden ibaret olarak uygulanan ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ağız ve diş sağlığı merkezi sayısı 14'ten 137'ye, diş hastanesi sayısı 1'den 45'e çıkarılmış...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Arkadaş, nüfus arttı ya.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - ...diş hekimi sayısı 13 bine yükseltilmiş, 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 25'ten 60'a çıkarılmış, bununla birlikte ağız ve diş sağlığı alanındaki hizmet çeşitliliği önemli ölçüde artırılmıştır.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Hastalar haftalarca ameliyat olamıyor, muayene olamıyor, onların sayılarını da açıklasanıza!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, niye rahatsız oluyorsunuz?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kırkpınar, dur bir!

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) -

Değerli arkadaşlar, onları siz açıklarsınız, lütfen. Onları da siz açıklayın, bir dakika.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ayrıca, engelli ve yatalak durumda olan, sağlık kurumuna gitmesi güç olan vatandaşlarımız için evde sağlık hizmeti devreye sokularak sağlık hizmetlerine erişimde büyük kolaylık sağlanmıştır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 10 milyon Suriyeli getirdiniz, onların da bakımı var.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 2002 yılında vatandaşlarımız sağlık tesisine yılda ortalama 3,6 kez başvurmaktaydı, AK PARTİ iktidarları döneminde sağlık alanında gerçekleştirilen büyük değişim ve dönüşüm sayesinde bu oran yıllık 11,6 başvuru seviyesine yükselmiştir ancak bu başvuruların önemli bir kısmı hâlâ ikinci ve üçüncü basamak kuruluşlarına yapılmaktadır.

Merkezi Randevu Sistemi 2010 yılında Erzurum ve Kayseri'de pilot olarak başlatılmış, 2012 yılı itibarıyla tüm Türkiye'de kullanılabilir hâle gelmiştir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Çalışmıyor.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Kaç kişiye randevu alıyorsun günde Uşak'a sen?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani Sayın Karaoba, biz de Samsun Milletvekiliyiz.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Olabilir, ben Uşak, o da Uşak Milletvekili, aramıza girme Başkanım.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bugün 85 milyon vatandaşımızın hekime uzanan en hızlı yolu hâline gelmiştir. Randevu sisteminde problem yaşadığımız dönemler oldu ancak aldığımız tedbirlerle Temmuz 2024'te 4 milyona yaklaşan bekleyen randevu sistemi Ekim 2025 tarihiyle 400 bine düşmüştür, yüzde 90'lık bir azalma olmuştur. Bu, güçlü bir yönetimin, doğru bir planlamanın ve kararlı bir iradenin sonucudur. Üstelik kalan 400 bin kişinin 96 bini belirli bir hekimi özellikle tercih ettiği için beklemektedir yani sistem tıkanmıyor, vatandaş talebini yeniden şekillendiriyor. Yalnız randevu alma imkânı olmayan hastaların da mağduriyetlerinin giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınması lazım.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Vekiller aracılığıyla... Vekiller aracılığıyla...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Türkiye'nin sağlık sisteminde en güçlü dönüşümlerden biri de e-nabızdır. Bu sistem 77 milyon vatandaşımızın sağlık bilgisini tek bir dijital zekâda toplayarak hekime, hastaya güven kazandırmaktadır. Hekimler 516 milyon kez e-nabız üzerinden bilgiye erişmiş, teşhis ve tedavinin doğruluğunu belirgin şekilde artırmış, yoğun bakım modülüyle 243 binden fazla hastanın durumunu ailelerine anlık aktarmış, kritik anlarda belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır.

Sağlık çalışanlarımızın özlük haklarını da koruduğumuz gibi, sağlık çalışanlarımıza karşı işlenen şiddeti önlemek için kanuni düzenlemeler yaptık. Bu suçları, sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçları katalog suçlar içine aldık. Ayrıca, şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının ifadesini kurumda alınmasını sağladık, ayrıca sağlık çalışanlarına karşı yapılan suçların cezalarını yüzde 50 oranında artırdık.

Aile hekimliği uygulamasıyla aile sağlığı merkezlerinin kira, ısınma, temizlik ve personel giderleri Bakanlığımız tarafından aile hekimlerine ödenen ödeneklerle aile hekimlerince de ödenmektedir.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Hepsine aynı ödüyorsunuz, Şişli'deki ile Uşak aynı mı ya?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ancak aile hekimlerimizin bu tür idari işlerle uğraşmaması ve kira giderlerinin illere göre farklılık göstermesi nedeniyle aile sağlığı merkezlerinin doğrudan Bakanlık tarafından yapılmasının ve tüm giderlerinin merkezî bütçe tarafından karşılanmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim.

Hastanelere başvuran hastaların yaklaşık 1/4'ü acil servise müracaat ettiği görülmektedir. Bu oran sağlık hizmeti işleyişiyle uyumlu değildir. Bunun iki temel nedeni vardır Sayın Bakanım: Birincisi, randevu almadan direkt acil serviste muayene olabilmesi, ikincisi de saat 17.00'den sonra gündüz iş yoğunluğu nedeniyle hekime gidemeyen vatandaşların başvurabileceği alternatif bir sağlık tesisinin bulunmamasıdır. Bu çerçevede acil serviste yeşil alan kapsamında muayene olan hastalardan daha yüksek katılım payının alınması, bununla ilgili kanuni düzenleme yapılmıştı, ayrıca aile hekimlerimizin mesai saatlerinin yeniden düzenlenerek en azından gece 24.00'e kadar hizmet verebilmesinin sağlanması acil servisteki yoğunluğu azaltacak önemli adımlardan bir tanesidir.

Hastanelerimizde kullanılan ortez, protezler hâlihazırda her bir hastane tarafından ayrı ayrı ihale edilerek temin edilmektedir, bu durum hem hastaneler açısından ciddi fiyat farklarına neden olmakta hem de mesai sonrası ortez ve proteze ulaşımı imkânsız hâle getirdiği gibi, hastaların uzun süre beklemesine yol açmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş, iki dakika veriyorum, lütfen bitirin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bu sorunların ortadan kaldırılması için ortez ve protezlerin de diğer tıbbi malzemelerde olduğu gibi ya Bakanlık tarafından veya devlet Malzeme Ofisi aracılığıyla merkezî olarak temin edilmesinin uygun olacağını düşünmekteyim.

Yeni kurulan tıp fakültelerinde, öğretim üyesi kadrosu henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiş tıp fakültelerinde... Ancak bu fakültelerde asistan eğitimi verilmeye başlanmıştır. Asistanlarımızın tam donanımlı ve nitelikli bir eğitim alabilmesi için özellikle küçük şehirlerde yeni kurulan tıp fakültelerindeki asistanların asistanlık eğitim sürecinin en az bir yılını şehir hastanelerinde veya tecrübeli tıp fakültelerinde geçirmelerinin daha uygun olacağı kanaatindeyim.

Son yıllarda ortopedi, kadın doğum hastalıkları, beyin cerrahi ve çocuk hastalıkları gibi uzmanlık dalları, bu branşlar hekimler tarafından çok fazla tercih edilmemektedir ve dolayısıyla da bunun, bu kritik branşların hekimler tarafından daha az tercih edilir hâle gelmesi hem iş yükü hem nöbet yoğunluğu hem de malpraktis kaygısıyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle bu branşlarda tercihleri artırmak için çok boyutlu bir yaklaşım benimsememiz gerekmektedir. Bu branşların tekrar tercih edilir hâle gelebilmesi için performans sisteminde bu branşlar lehine mutlaka yeni düzenlemeler gerekmektedir.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Performans sistemi kaldırılmalıdır.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Bakanım -çalışmalarınızı da- gayretle çalışıyorsunuz ekibinizle beraber. Tabii, sağlık çalışanlarımız bizim için de çok kıymetlidir, değerlidir, hakkı asla ödenmez ve elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

MURAT ÇAN (Samsun) - O yüzden ödemiyorsunuz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Büyük bir değişim ve dönüşüm yaptık, Uşak'ımıza da her ilçemize, merkeze hastaneler yaptık. İnşallah, 200 yataklı bir devlet hastanesini Uşak'a kazandıracağız. Bu duygu ve düşüncelerle 2026 yılı bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.