| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2025 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanımızı, bütün misafirleri ve salonda bulunan herkesi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, yirmi üç yıllık AK PARTİ iktidarlarının bütün alanlarda olduğu gibi eğitimde de temel maksadı, bütün hizmetlere, ortaya koyduğu her şeye ulaşılabilir kılmak, memleketin her bir tarafına, gelişmiş bölgelerde ne varsa gelişmemiş bölgelere de, şehirlere de aynısını götürerek o fırsat eşitliğini yakalamaya dönük hem altyapı yatırımları, tesisleri yapmak hem de ona uygun, onun ihtiyacı olan diğer nitelikli hizmetleri, ürünleri ortaya çıkarmaktır.
Eğitimde fırsat eşitliği üzerinde durmamız, bu anlamda gerekli. Hem artırdığımız derslik sayıları hem okul sayılarımız, o "atanamayan öğretmen" diye sürekli söylediğiniz, altını çizdiğiniz konuda Cumhuriyet tarihi boyunca alınan öğretmen sayısından çok daha fazla öğretmen alarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Cumhurbaşkanı "Atanamayan öğretmen mi olur?" diyordu, oldu işte.
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...1 milyon 300 binlerin üzerine çıkarak ve bu arada emekli olanlarla beraber büyük bir eğitim ordusu kurarak bu fırsat eşitliğini oluşturmaya çalıştı AK PARTİ; taşımalı eğitimle, pansiyonlarla, burslarla, okul yemekleriyle, ücretsiz ders kitaplarıyla, yardımcı malzemelerle ailelerin yükünü hafifleterek ve öğrenme materyallerine zamanında ve adil erişimi artırarak hem ailelerimizin sırtındaki yükü almaya hem de bu fırsat eşitliğini üretmeye çalıştı.
Hepimiz okullarda okuduk. Biz, hepimiz sınıf bittiği zaman üst sınıf ağabeylerin, ablaların kitaplarını alabilmek için nasıl bir gayret ortaya koyardık; aylar öncesinden ailelerimiz bunların görüşmelerini yapardı. Bugün, hamdolsun, okullar açıldığında kitapları çocukların masasına koyan; hatta yardımcı kaynakların bile, daha sonradan bazı okullarda öğrencilerden istenen yardımcı kaynakların bile yaygınlaştığı görülünce onları dahi bugün öğrencilerine ücretsiz olarak veren bir eğitim sistemimiz var. Hatta ortaöğretimde MEBİ'yle; öğrencinin derse dair materyallerle, soru bankalarıyla ücretsiz eğitiminin önünü açan; EBA ve etkileşimli tahtayla; MEBİ ve benzeri uygulamalarla bilgiye erişimde, eğitimde coğrafi ve sosyoekonomik farklılıkların etkisini ortadan kaldıran bir eğitim sistemimiz var Allah'a sonsuz şükürler olsun; bunda emeği geçen herkesten Allah sonsuz kere razı olsun, çok teşekkür ediyoruz.
Şimdi, dediğim gibi, bir yandan altyapıyı güçlendiriyoruz; derslik sayılarımız artıyor, öğrenci sayılarımız artıyor, öğretmen sayılarımız artıyor; bunun yanında, okullaşma oranlarımız da çok ciddi anlamda artıyor, her kademede. Sürekli PISA konuşmaları yapardınız, TIMSS verileri üzerinden konuşmalar yapardınız geçmiş bütçelerde ama görüyoruz ki üst üste gelen verilerde çok iyi noktalara gidiyor ülkemiz, OECD ortalamalarını yakalıyor, hatta bazı başlıklarda OECD ortalamalarını aşıyor; hatta Türkiye'nin eğitim modeliyle ilgili bütün ülkelere bir bilgilendirici eğitim verilmesine, bir sunum yapılmasına dair talepler de oluyor ve bunlar da yapılıyor ama siz, tabii, bunları AK PARTİ iktidarı yaptığı için ülkenizin bir başarısı gibi görmeyip olumsuz tarafından bakmaya çalışıyorsunuz arkadaşlar.
Şimdi, okullarda sorunlardan bahsediliyor. "Okullarda şunları yaptık, bunları yaptık." diyoruz, çıkıyorlar diyorlar ki: "Ya, elbette, yirmi üç yıllık iktidarsınız, yirmi üç yıldır iktidar olan bir partinin hizmet etmesini bekleriz elbette, elbette bunları yapmanız lazım." Arkadaşlar, AK PARTİ'den önce de yirmi üç yıllar geçti bu ülkede yani yüz yılı aşan bir cumhuriyeti yönetiyoruz, AK PARTİ'den önce de başka yirmi üç yıllar oldu. Ayrıca, sizin de aşağı yukarı yirmi yıl yönettiğiniz belediyeler var yani madem yirmi yıldır yönetimi elinde tutan birilerinden bu kadar hizmet beklenir, bunlar bir şey değilse, ya, yirmi yılı aşkın yönettiğiniz belediyeler var, hâlâ çöpünü toplayamadığınız belediyeler var, hâlâ musluğundan içilebilir bir su akıtamadığınız belediyeler var arkadaşlar.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Nerede ya, nerede?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - İzmir.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla, bu işler öyle yılların geçmesiyle olmuyor arkadaşlar.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, bu ne, biliyor musun? Millî eğitimle alakalı bir şey söyleyememenin ne yazık ki acısındasın. Çaresizlik, vallahi çaresizlik ya!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bu işler işin üstüne düşmeyle, her başlığı önemsemeyle, birini birine tercih etmeden, "Üniversite yapacağınıza, kreş yapın." demeden, işte -bilmem- "Gidip orada imam hatip yapacağınıza burada bunu yapın." deyip birini önemsemek için öbürünü küçültmeden, bayağılaştırmadan...
CEVDET AKAY (Karabük) - Hepsini yapmak lazım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...her şeyin öneminin altını çizerek, her şeyin bu toplum için bir kazanım olduğunun altını çizerek her şeyi yükselten, her şeyi ayaklandıran bir yönetim anlayışıyla yolumuza devam ediyoruz.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Orhan, musluklardan su akmasaydı çocuklar susuzluktan ölürdü ya.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Okullarda temizlik yokmuş.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Maalesef. Var mı?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Belediyeler gelmişler, okullarımızı temizlemek istemişler, biz buna müsaade etmemişiz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Etmediniz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bak, Orhan Bey, şunu kabul edin: Gerçekten kötü manzaralar var her okul açılışında ya.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ne yaptı sizin belediyeleriniz? Geldiler illere, ilçelere; 1 tane, 2 tane okula temizlik ekiplerini soktular, sırtlarında belediyelerinin isimleri yazılı; 2-3 tane fotoğraf aldılar; 1-2 tane okulu ya temizlediler ya temizlemediler.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Bırakın temizlesinler, neden korkuyorsunuz? Bırakın temizlesinler.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sanki bütün şehrin okulları temizleniyormuş gibi izlenim verdiler. Kardeşim, gidersiniz millî eğitim il müdürlüğüne, gidersiniz Millî Eğitim Bakanlığına, dersiniz ki: "Biz bunu yapmak istiyoruz."
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir belediyesinin temizlik hizmeti vermesinde sizi rahatsız eden şey ne?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Oturursunuz; koşulları, şartları, her şeyi belli olur, çerçevesi belli olur; yaparsınız, şehrin okullarını temizlersiniz de biz de teşekkür ederiz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Neden rahatsız oldunuz bundan, niye rahatsız oldunuz?
SERKAN SARI (Balıkesir) - Bakan burada, talimat versin, buyursun, talimat versin. Bakan burada.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Koskoca devlet belediyeye muhtaç mı Orhan, koskoca devlet belediyeye muhtaç mı olmuş?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Öyle 2 tane okulda, gidip, fotoğraf çektirip "Bütün okulların temizliği yaptık." uyanıklığı yok. Sizi uyanıklar sizi! Öyle işler yok.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Ya, bizim belediyelerimiz olmasa siz bir iş yapamazdınız.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ondan sonra, bütün okullarda yiyecek, içecek dağıtacaklarmış da çocuklara, biz mâni olmuşuz(!)
SERKAN SARI (Balıkesir) - Bakan burada, söyleyebilir. "Biz çocuklara yemek veremiyoruz, su veremiyoruz, temizliğimizi yapamıyoruz." desin Bakan, açıklasın.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, İstanbul'da süt dağıttığınız okullarda çocuklarımız o sütten zehirlendi; kalkıp onları söylemiyorsunuz, sürekli engellerden bahsediyorsunuz.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Açıklasın işte ya, Bakan burada. "Temizliği yapamıyoruz, güvenliği sağlayamıyoruz, yemeğini veremiyoruz bu çocukların. Gelsin, belediyeleriniz bize destek olun." desin. Utanmayın arkadaşlar, yapamıyorsanız açıklayın.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Arkadaş, bu memlekette askeriyelerde yüzlerce, binlerce asker zehirlendi; yurtlarda çocuklar zehirlendi, öğrenciler zehirlendi. Neyin muhabbetini yapıyorsunuz?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, lütfen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Arkadaşlar, yüksek vasıflı işler konusunda Avrupa'nın gerisinde olduğumuz söylendi ve bunu üniversitelerin verdiği eğitimlere bağladılar; yükseköğrenimdeki eğitimin kalitesizliğinden bahsettiler. Soralım arkadaşlara: Avrupa'da o örnek verdiğiniz, bahsettiğiniz üniversiteler, bir, kaç yıllık üniversiteler? İki, en önemlisi, o üniversitelerde daha yakın yıllara kadar ve uzunca, yıllarca süren bir şekilde akademi yerine öğrencilerin giyim kuşamlarıyla uğraşanlar, yönetimler, akademiler olmuş mu?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz! Türbanın sizden çektiği nedir ya?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Mezhepleriyle, etnik kimlikleriyle, yaşam tarzıyla aşağılanan öğrenciler olmuş mu o okullarda, bir soralım bakalım o arkadaşlara.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Türbanın sizden çektiği nedir ya? Başka konu bulama, ancak türban! Faydalan bakalım türbandan!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ama son zamanlarda Türkiye'de hem bilimsel yayınlarda hem üniversite-sanayi iş birliklerinde hem teknokent, teknoparklarda çok nitelikli işler ve ürünler karşımıza çıkıyor arkadaşlar.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Ya, daha çocukların sorunlarını çözemediniz siz; barınma sorununu çözemediniz, beslenme sorununu çözemediniz, temizlik sorununu çözemediniz; daha temel ihtiyaçları çözemiyorsunuz siz ya!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Minik bir bilgi de ekleyeyim size: Dünyada en fazla bilimsel yayın istatistiğinde 14'üncü sıradayız; bu sıraya da Türkiye'nin bilimsel yayın sayısını bir yılda 9 binden 50 bine çıkartarak gelmişiz. Sizin tesirinizle geride olduğumuz ne varsa aşmaya, öne geçmeye çabalıyoruz; sizin dönemlerinizde sizin tesirinizle geriye düştüğümüz ne varsa hepsini aşarak ilerliyoruz ve ülkemizi büyütüyoruz.
CEVDET AKAY (Karabük) - Pozitif tesirimizle büyütülüyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Türkiye'de üniversiteler boşmuş, eğitim sıfırmış, öyle mi?
CAVİT ARI (Antalya) - Evet.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Çocukların hepsini sıfırlatıyorsunuz, işte sonuç bu.
ORHAN YEGİN (Ankara) - O "Boş eğitim veriyor." dediğiniz, "sıfır" dediğiniz üniversitelerden, 190 üniversiteden sadece TÜBİTAK programlarına yapılan başvurular arasından 10 bin proje destek almaya hak kazanmış ve destek almış.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Kaç milyon üniversite öğrencisi işsiz? Kaç milyon üniversite öğrencisi kurye, kasiyer, tezgâhtar, pazarcı? Kaç üniversite mezunu öğrenci aldığı eğitimin karşılığında çalışabiliyor?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başvuranlar demiyorum ha, bu sayı başvuran sayısı değil; desteklenmeyi hak etmiş, destek almış proje sayısı. Oradan öyle konuşmak kolay geliyor sizlere.
Arkadaşlar "Vakıf üniversiteleri açılıyor; buraların, işte, ne bileyim, eğitim payı artırılıyor; zenginlere, işte, şöyle yapılıyor, böyle yapılıyor..." Bu vakıf üniversitelerimiz vesilesiyle...
SERKAN SARI (Balıkesir) - İşsiz diplomalılar yarattınız, işsiz diplomalılar. Bir de paralarını aldınız özel üniversitelerde çocukların, istihdam da sağlayamadınız. Ailelerin elindeki umutları, paraları, varlıkları el değiştirdi sizin yüzünüzden! Eğitimin özeli mi olur? Nerede devlet, nerede kamucu anlayış?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sarı, lütfen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şart koşuyoruz. Kontenjanları belli zaten, bizim yükseköğrenimde sayımız ne kadar artarsa artsın onların oranları belli. Biz bu vakıf üniversitelerinde aynı zamanda 34 yaşın üzerindeki kadınların, aynı zamanda depremzede öğrencilerimizin, aynı zamanda şehit yakınlarımızın, gazilerimizin, gazi yakınlarımızın, başarılı sporcularımızın, olimpiyat sporcularımızın ücretsiz veya çok düşük ücretlerle öğrenim almasını sağlamaya çalışıyoruz ama siz orada, işte böyle, bağırıp çağırıp duruyorsunuz.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Sağlığı devret, eğitimi devret, her şeyi devret, özelleştir! Cebinde para olmayan eğitim alamaz hâle geldi!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sarı, lütfen...
SERKAN SARI (Balıkesir) - Ya, bunlara cevap versenize! Paralı eğitime döndürdünüz ülkeyi, parası olmayan çocuk okuyamıyor!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Son yıllarda hayata geçirdiğimiz istihdam odaklı dönüşüm hamleleri 2025 YKS yerleştirme sonuçlarıyla somut bir başarıya dönüşmüştür. Geleceğin mesleklerine yönelik olarak bu yıl ilk kez açılan lisans ve ön lisans programlarının tamamında yüzde 100 doluluk oranına ulaşılmıştır.
SERKAN SARI (Balıkesir) - İşe yerleştirmedeki başarı oranınız kaç? O çocuklar mezun oldu, bırak da, kaçı iş bulabiliyor? Her şeyiniz hikâye, her şeyiniz tiyatro!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başarı sıralamasında üst dilimde yer alan adayların dahi yapay zekâ, siber güvenlik, dijital sağlık, yenilenebilir enerji ve tarımda dijital dönüşüm gibi alanları tercih etmeleri yükseköğretim planlamasının ihtiyaçlarla doğru şekilde örtüştüğünü de bu vesileyle ortaya koymaktadır. O beğenmediğiniz, "boş", "sıfır" dediğiniz üniversitelerin 2018 yılında ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış yayın sayısı 20 bin civarında iken 2024 yılında bu sayı 75 bine çıkmıştır arkadaşlar.
SERKAN SARI (Balıkesir) - Üniversiteler işsiz mezun yetiştiriyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla, bakın, sizin temel sorununuz şu: AK PARTİ'ye muhalifsiniz. İktidar olmaya talip olduğunuzu söylüyorsunuz, eyvallah; iktidarı övmek istemiyorsunuz, eyvallah; yapılan işlerde birtakım eksiklikleri bulup "Ya, onu yaptın da şunu da eksik yaptın..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERKAN SARI (Balıkesir) - İşte, söylüyoruz arkadaş, cevap ver! Orhan Bey, yani, bu sorulara cevap verebilirsiniz, çok bir şey değil; başka yerde konuşmuyoruz, yüzünüze konuşuyoruz.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Orhan Bey, bir dakika ek süre veriyorum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Demek istiyorsanız, demeye çalışıyorsanız eyvallah ama siz AK PARTİ karşıtlığını, siz Cumhur İttifakı'nın başarısına olan hasedinizi...
SERKAN SARI (Balıkesir) - Ya, işsiz üniversite öğrencisinin AK PARTİ karşıtlığıyla ne alakası var? Okulda yemek veremediğiniz çocukların AK PARTİ karşıtlığıyla ne alakası var?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz devleti kötülemeye, devletin kurumlarını kötülemeye, devletin ürettiği hizmetleri kötülemeye...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Devlet, babanın malı ya(!) Devlet, babanın malı ya(!)
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...devletin yirmi üç yılda yaşadığı, aldığı mesafeleri, aştığı dağları basitmiş gibi, küçükmüş gibi, kötüymüş gibi, çirkinmiş gibi göstermeye çalışıyorsunuz ve birçok konuda da maalesef bunu iftira atarak yapıyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Devlet, babanın malı ya(!)
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - "Ben devletim." mi diyorsun?
SERKAN SARI (Balıkesir) - Okulun temizliğini yapamaz, güvenliği sağlayamaz!
ORHAN YEGİN (Ankara) - İmam hatiplerin sayısındaki artıştan duyduğunuz rahatsızlığı, dine, diyanete ilişkin konulara duyduğunuz rahatsızlığı ve bunu yansıtmak için sınavlarda "Bursa'daki şu imam-hatipten şu kadar öğrenci 1'inci çıktı, tam puan aldı." gibi iftiralarla hem kurumlarınızı hem değerlerinizi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERKAN SARI (Balıkesir) - Kendi işini yapan kaç üniversite mezunu var?
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...kuşku uyandırarak devlet ile öğrenciler arasında güvensizlik oluşturmaya çalışıyorsunuz. (CHP milletvekillerinin laf atmaları)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yegin, teşekkür ediyoruz.
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyorum.
Sayın Sevda Karaca...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Kibir kötü bir şey.
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Orhan Bey, tamam.
Sevda Karaca Hanım'a, Vekilimize söz veriyorum.
Buyurun...
ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Ya, sizin hasediniz ve kininiz öğrencileri öldürüyor, farkında mısınız?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sizin bu dine, diyanete olan kininiz nedir arkadaş! (CHP milletvekillerinin laf atmaları)
SERKAN SARI (Balıkesir) - Kimsenin böyle bir niyeti yok arkadaş, nedir bu sizin tiyatronuz, bitmedi yıllardır ya!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, milletvekilimiz konuşacak.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Dine değil, din tüccarlarına düşmanız biz, din tüccarlarına!
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Orhan Bey... Orhan Bey...
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - "Allah" "Kitap" diye fakir çocuklarını öldürenlere düşmanız, biz onlara düşmanız.
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Orhan Bey, lütfen.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yazıklar olsun ya!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - İmam-hatiplerde ateist yetişiyor, ateist!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Söz verdim Sevda Hanım'a.
Tekrar süreyi başlatıyorum.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Ateist sayısı artıyor, sayenizde ateist sayısı artıyor.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, lütfen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Gidin, LGBT bayrağı açın, gezin ortalıkta.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Onu sen açıyorsun.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba...
Söz veriyorum.
Buyurun Sayın Karaca, başlayın...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Fakir fukara çocuklarını söylesene, 16 yaşındaki ölen türbanlıyı söyle, 16 yaşında! Yaktığın türbanlıyı söyle... Onu konuş, onu konuş, savunacaksan onun hakkını savun.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ne konuşacağız kardeşim?
VELİ AĞBABA (Malatya) - 16 yaşında, 15 yaşında ölen çocukları konuş.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Onların hepsiyle ilgili nerede ne olursa hepsiyle ilgili yargı süreci işliyor.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba... Orhan Bey... Lütfen dışarıda da beraber konuşabilirsiniz bu konuları.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Okula gidemeyen türbanlı çocukları söyle, onu söyle sen.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz kendi belediyelerinizde yaptığınız çirkinlikleri örtmek için...