KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ederim.

Salonda bulunan herkesi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Tabii, kanununu çıkardık. Binlerce İSG profesyoneli sertifikalandırdık, ortak sağlık güvenlik birimleri yetkilendirdik, konuyla ilgili farkındalık oluşsun diye müfredata, kitaplara, iş sağlığı güvenliğiyle ilgili metinler dercettik, televizyon reklamları yaptık, fuarlar yaptık konuyla ilgili, sektöre dair üretilen ürünlerin tanınması, bilinmesi, yaygınlaşması için, çok fazla denetimler yaptık müfettişlerimiz eliyle. Bazen şikâyete konu zamanlarda müfettişlere gidildi, bazen sektörel risk analizleri yapılarak o riskli sektörlerin üzerine gidildi ama bahanesi yok, bunu bir bahane olarak söylemiyorum. Arzu ettiğimiz seviyeye yani iş kazalarında sıfır ölüm hedefine maalesef erişemedik, üzgünüz. Acı bütün milletin acısı, acı hepimizin acısı. Elbette, çok daha fazla fokuslanmamız, odaklanmamız, çok daha yönlü bir şekilde meseleye müdahil olmamız gerekiyor ama gerçekten bir zamanlar o bakanlıkta bulunmuş, mütevazı bir şekilde o çalışmaları uzaktan yakından görmüş bir insan olarak şunu söylemek istiyorum: Gerçekten bütün arkadaşlarımız bu konuda, iş kazalarında sıfır ölüm hedefi üzerine çok aşırı yoğun duygularla çalışıyor ama mevzuatları da geliştiriyoruz, denetimleri de yapıyoruz dediğim gibi, birçok şey yani sanatçıların işin içerisine çekilerek ta çocukluktan başlamak suretiyle iş sağlığı güvenliği bilincinin oluşturulmasından tutun da...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Çocukluktan itibaren işçileştirince tabii zor oluyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - ... dedim ya yani mesele hepimizin acısı, ben acı üzerinden incitici, alay edici bir cümle kurmak istemem, kurana da bir şey demem çünkü herkes acısını farklı ifade edebilir ama bu hepimizin acısıdır, hepimizin üzgün olduğu, hepimizin de gidermek için, bitirmek için büyük bir dayanışma göstermemiz gereken bir konudur; onun özellikle altını çizmek istiyorum.

İnsanın doğumundan başlayan münasebeti, belki vefatından sonrasına kadar devam eden bir Bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Emeklilik bitiyor, maaş çocuklarına, eşine bölünüyor ve dolayısıyla o münasebet sürekli devam ediyor. Primleriyle, sağlık güvencesiyle, emekli aylığıyla, işte eğitimleriyle, işsizlik destekleriyle, nitelikli iş gücü artırma çalışmalarıyla birçok alanda mevzuat düzenlemesi, bunların uygulaması ve saha denetimlerini yapan bir bakanlık. Sonsuz şükürler olsun, birçok konuda önemli mesafeler almış durumdayız. Başladığımız noktadan çok daha iyi noktalara hem istihdam sayılarımızla hem kayıt dışılığın önlenmesiyle ilgili politikalarımızla hem iş gücüne katılım oranlarımızla hem kadınların iş gücüne katılım oranları ve istihdam oranlarının artışlarıyla hem gençlere, engellilere hatta hükümlülere dönük yaptığımız, eski hükümlülere dönük yapmış olduğumuz politikalarla toplumu bir bütün olarak görüp özellikle dezavantajlı kesimleri yani iş piyasasına çıktığı zaman iş ararken iş bulmakta zorlanan kesimleri, belli bir yaşın üzerindeki kesimleri, engellileri, kadınları, dediğim gibi, hepsini içine katarak bu mağduriyetlerin de önünü teşviklerle, desteklerle veya yeni alanlarla nasıl açabiliriz diye çok yönlü düşünen... Evet, hepsinde arzu ettiğimiz noktalarda değiliz hatta bir çoğunda hedeflediğimiz noktalara belki tam ulaşamamış olabiliriz ama o yolda olduğumuzu gerçekten söylemek mümkün, ciddi çalışmaların yapıldığını söylemek mümkün ama önümüzde iş hayatıyla ilgili, çalışma hayatıyla ilgili başka problemler de ortaya çıkıyor. Teknoloji, yazılım, makineler, yapay zekâ ve birçok istihdamı tehdit eden durumlar ortaya çıkıyor, iş yerinde çalışma ortamını yok eden durumlar ortaya çıkıyor yani yeni bazı meslek alanları doğarken bazı meslek alanları da yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. İşte, Bakan Bey konuşmasında "Geleneksel istihdam." demiş, geleneksel istihdam alışkanlıkları, koşulları, biçimlerinin geleceği tehdit altında olduğu ve bu tehdidin yanında, belki yeni tespitleri yapmanın, belki yeni boşlukları bulup yeni fırsatları da değerlendirerek buna dönük riskleri azaltacak ve o boşlukları doldurarak gençlerimizi, insanlarımızı o alanlarda daha ehil hâle, daha nitelikli hâle, daha kabiliyetli hâle getirecek düzenlemeler yapmak lazım, Bakanlığın da bu anlamda birtakım çalışmalar yaptığını görüyoruz. Dedim ya, arzu ettiğimiz yerde değiliz ama verilerimiz düzeliyor, sendikalaşma oranlarımız ve sayılarımız artıyor. İşçi sendikalarında oranlarımız, işte 2010'lu yıllarda yüzde 9'lardan, bugün 2020'li yıllarda yüzde 14'e gelmiş. Yine, kamuda sendikalaşma oranlarımız, 2000'li yılların başında yüzde 48'lerden bugün yüzde 77'lere gelmiş, emeğin millî gelirden aldığı pay, rakam verildi konuşmada; yüzde 25'ten, bugün yüzde 36'lara gelmiş. Aktif sigortalı sayımız artıyor, 12 milyondan 26 milyona çıkmışız, ciddi bir artış söz konusu. İstihdam sayımızı artıyor, işsizlik oranımız düşüyor, 8,5'lerde, 8,6'lardayız uzun bir süredir ve genç genç işsizlik oranımız geriliyor. Hep, sürekli üzerinde durulan bir veriydi; ne eğitimde ne istihdamda olan gençlik verisi, o da görüyoruz ki yavaş yavaş düşüyor ve kayıt dışılık oranımız düşüyor. Yani, arzu ettiğimiz yerde değiliz ama güzel bir yere doğru gidiyoruz, o kanaatteyim.

Şimdi, Veli Ağbaba dedi ki: "Stajyere kadro sözü verdiniz." Ne dedin Veli Ağbaba?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Siyasi üçkâğıtçı. Sahtekar da diyebilirsin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Siyasi üçkağıtçı." dedi. Bakın, stajyere kadro sözü hiç vermedik arkadaşlar, hani "Verdi." dediniz, ben Cumhurbaşkanımızın ağzında hiç böyle bir şey duymadım.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Staj mağdurları, "Kadro." demedim ben.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Staj mağdurlarının senin anladığın manada, bahsettiğin manada sorununu çözeceğine dair bir sözünü de ben hatırlamıyorum Cumhurbaşkanının. "Taşerona kadro vereceğiz." dedi Cumhurbaşkanımız. Doğru, dedi, taşerona kadroyu verdik. "Tüm memurlara 3600 ek gösterge verecek Cumhurbaşkanı." dedi...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Vermediler. "Eksikleri tamamlayacağım." dedi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba, Cumhurbaşkanımız böyle bir şey demedi.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dedi. "Sonra tamamlayacağım." dedi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cumhurbaşkanımız birkaç birkaç meslek grubunu saydı, bunlara 3600 vereceğiz, bunun dışında kalan...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Orhan Bey, taşeron kaç kişi var? Bana bir sor...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Fethi ağabey "Bunun dışında kalan memurların hepsine de 600 artı ek gösterge rakamı vereceğiz." dedi onun da kanununu yaptık, verdik. "BAĞ-KUR ve SGK priminde bir dengeyi yakalayacağız." diye bir cümlesi oldu. Kardeşim, dönem bitmedi onu da yapma hedefimiz var, onu da yapma sözü verildiyse o da yapılır. Dolayısıyla, dolayısıyla...

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - Niye on binlerce işçi tepki gösteriyor o zaman ya?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben buna birkaç defa cevap verdiğim için uzun vermeyeceğim. Dolayısıyla, "Söz verip tutmuyorsunuz, bu siyasi üçkağıtçılık." dedi. Bizim söz verip de tutmadığımız bir şey yok ama vermediğimiz sözü vermişiz gibi söyleyip onu burada "Yapmadınız." diye söylemek siyaseten hangi tanıma girer onun cevabını sen bul Veli Ağbaba.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Cumhurbaşkanının tweetinde duruyor...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, arkadaşlar, ya tamam, onu söylemedi demiyorum ben. Tekrar söylüyorum: Bir iktidar vatandaşın karşısına çıkar, der ki: Ey vatandaşım, beni seç önümüzdeki beş yılda şunu şunu, şunu şunu yapacağım.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Emekliye seyyanen zam?

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - "Bu son seçimim." dedi, doğru hatırlayın.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bunun kimini iktidara geldiği ilk üç ayda yapar, kimini ilk altı ayda, bir senede acil eylem planıyla yapar, kimini üç yıla, dört yıla, beş yıla yayar.

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - "Bir daha aday olmayacağım." dedi ya.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya arkadaş, siz geldiğinizde Ankara'nın her yerini metroyla donatıyordunuz, daha projeniz hazır değil Ömer Fethi abi, Allah'ını seversen.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Orhan Bey, şu konuşmayı sosyal medyada paylaş sana tek tek cevabı halk verecek, o mağdurlar verecek zaten.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sen verilmemiş sözü vermiş gibi söylemek siyaseten neye giriyor bir bak bakalım? Devam ediyorum, son söyleyeceğim şey şu olsun...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Yayınlayabilecek misin şu konuşmayı bugün sosyal medyada? Bak, nasıl yerden yere vuruluyorsun on binlerce insan tarafından, üstüne belge yağacak, belge.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben bu konuşmayı 4-5 defa yaptım.

Şimdi, gelelim şuraya: Sanayide sanayici şikâyet ediyor, aradığı elemanı bulamıyor. Arkadaşım, az para verirsen aradığın adamı bulamazsın. Eğer bana dersen ki Sanayiye gel, asgari ücretle çalış, makinanın tıkır, tıkır, tıkır sesler içerisinde, öğlen yarım saat ara, namazını kılacaksın, yemeğini yiyeceksin, içiyorsanız sigaranı içeceksin asgari ücreti al, arada bir mesaiye kal bir şey de isteme gibi bir beklenti varsa kahir ekseriyet bulamaz. Çünkü ben giderim bir yerde garsonluk yaparım, asgari ücretimi alırım, gelen gidene daha kibar, daha nazik, daha özel davranırım bahşişimi alır, ücretimi de yükseltirim. Benim oraya geleceğim kıymeti oluşturman lazım. Ara elemanın niteliği yok, nasıl nitelik sorunu var ara elemanın?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Orhan Bey, süreniz doldu, bir dakika ek süre veriyorum.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bunu kesmeyin, yayınlayalım, sana anlatsınlar asgari ücretle hangi koşullarda çalışıldığını.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya neye itiraz ediyorsun, onu anlatıyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bir saniye, şimdi, Başkanım, burası önemli sanayide İŞKUR'un işbaşı eğitim programı desteği var, sanayiciye, esnafa, iş adamına şuna buna diyor ki: "Nitelikli, aradığın nitelikte adam bulamıyor musun? Ya kimi istiyorsan sigortalı yap koy işine, ne iş öğretmek istiyorsan öğret, üç ayda mı öğretiyorsun, altı ayda mı öğretiyorsun ne iş öğretmek istiyorsan, ne nitelik kazandırmak istiyorsan kazandır hatta bazı programlar var altı ay değil Millî Eğitimdeki eğitim modülü yirmi dört aysa, on sekiz aysa, otuz altı aysa 36 ay boyunca dahi ben onun cebine en az bir asgari ücret miktarınca net para eğitim ödemesi adı altında girecek şekilde, onun işyerinde başına bir kaza gelirse o kazaya karşı koruyacak primini de ödeyecek şekilde ben o eğitimi senin iş yerinde alsın istiyorum, sana ne lazımsa ver diyor ve bizim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyorum.

Son konuşmacı Sayın Ejder Açıkkapı.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Orhan Bey, neden çekmediniz bu konuşmayı, bu konuşmayı yayınlayacak mısınız?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben hiçbir konuşmamı yayınlamıyorum.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - İyi niyetle bir soru soruyorum: Bugün bu konuşmayı yayınlayacak mısınız sosyal medyada, öğrenmek istiyorum bunu.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sevda Hanım, şimdi size söz vereceğiz o zaman konuşun.

Ejder Bey, buyurun.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bunu yayınlayacak mısınız?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben hiçbir konuşmamı yayınlamıyorum.